Bugüne kadar yaptığım bütün iş görüşmelerinde en çok adayın karakterini anlamaya çalıştım. Nasıl bir insan? Arkasında nasıl bir aile var? Değer yargıları ne? Benim karşıma gelene kadar hangi zorlukları aşmış? Konuştuğum bu insan sahici mi yoksa başka birini mi oynuyor?
Bir çalışanın sahip olabileceği en değerli özellik, karakterli olmasıdır. Bir iş yeri için en doğru insan karakter bütünlüğüne sahip olan insandır.
Bu insanlar alçak gönüllüdürler, çünkü kendilerini bilirler. Hem kendilerine güvenirler hem başkalarına güven duyarlar.
Kendi duygularının farkındadırlar. Ama aynı zamanda etrafındakilerin de ruh hallerini bilirler. İnsanı anlarlar.
Kimsenin onlara doğruyu göstermesine gerek yoktur. Onlar seçimlerini hep doğrudan yana yaparlar.
Gelişmiş bir adalet duyguları vardır.
Nereden gelip nereye gittiklerini bilen bir halleri vardır. Sanki içlerinde bir pusula vardır.
Bu insanlar her yaştan her cinsiyetten olabilirler. Köyden de gelebilirler kentten de.
Mutlaka en iyi okullardan mezun olmaları gerekmez hatta hiç iyi eğitim almayanlar bile vardır aralarında.
Ama gördüğünüz zaman onları tanırsınız. Kendilerine benzerler.
Karakter bütünlükleri vardır. Onlara hemen güven duyarsınız.
İş hayatında en önemli özellik güvenilir olmaktır. Güven, bütün ilişkilerimizde ihtiyaç duyduğumuz olmazsa olmaz özelliklerin en başında gelir. Fukuyama’nın dediği gibi “Güven, toplumun sosyal sermayesidir.” Bir toplumda ekonomik refahın yaratılması, bireyler arasındaki güven duygusunun yaygınlığıyla çok yakından ilgilidir.
Çalışanların yönetime güvendikleri bir ortamla, güvenmedikleri bir ortam arasında inanılmaz bir iklim farkı vardır. İnsanların birbirlerine güvendikleri bir şirketi yönetmek ne kadar keyifliyse güvensizliğin hâkim olduğu bir şirket de o kadar gergin ve çekilmezdir.
Berkshire Hathaway şirketinin sahibi ve dünyanın en zengin insanlarından biri olan Warren Buffett, işe alacağı insanlarda sırasıyla üç özellik aradığını söyler: Karakter, enerji ve yetkinlik.
Karakter yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi Warren Buffet için de olmazsa olmaz bir şarttır. Karakteri oluşmamış bir insan ne kadar pozitif bir enerjiye ne kadar üstün yetkinliklere sahip olursa olsun, işe yaramayacak bir insandır.
Drucker‘ın dediği gibi, “Bir çalışanın işe gelirken evden getirmesi gereken tek şey, karakter bütünlüğüdür.”
Not: Bu yazıyı ilk kez 13 Ekim 2009’da yayınladım.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- İnsanın Karakteri Nasıl Oluşur?
- Karakter İnsanın Arkasından Konuşulan Özellikleridir
- Tim Harford, “The Economics Of Trust”, Forbest, October 2006
- David Eaves, The Trust Economy (or, on why Gen Yers don’t trust anyone)
- John Whitney “The trust factor“ (e-book and article)
- The Toyota Way
- Okullardaki karakter gelişimi programlarına örnekler
- Lynn Sharp Paine, Managing for Organizational Integrity, HBR, 1994
- Robert F. Hurley, Decision to Trust, HBR, 2006
- Saj-Nicole A., Saj-Nicole A. Joni , Geography of Trust, HBR 2004
- Margaret Thorsborne: The Seven Heavenly Virtues of Leadership: Integrity
- Lynda Gratton, Tamara J. Erickson “Eight Ways to Build Collaborative Teams”, HBR 2007
- Aristoteles’ Ethic, Stanford University
- Etik kavramı üzerine (Türkçe)
- Etik kavramı üzerine (İngilizce)
Temel bey merhaba,
çalışan için aranan bu özellik, iş veren için de geçerli olmalı diye düşünüyorum. Uluslararası şirketlerde kendiniz gibi olmak karakter bütünlüğünüzle iş yapmak diğer tür şirketlere göre biraz daha kolay hele Türkiye’de bir aile şirketi ise, karakteriniz ne kadar düzgün ve kendinizden emin, güvenilir olursanız olun. bu aile şirketlerinde genelde aileden olan yöneticilerinizin karakter bütünlüğü yoksa, durum değerlendirmesi yaparak uyarma şansınız da olmuyor. Yaptığınız işi çok sevmenize rağmen, iş hayatından bıkar hale gelebiliyorsunuz.
sevgiler
İhtiyaçlar hiyerarşisinde henüz ilk basamağa gelememiş bir sürü kişi varken, kendin olma kısımlarına henüz gelemedik maalesef Temel Hocam. İşsizlik, yoksulluk, para kazanma kaygısı, geçim derdi varken yöneticilerden beklentimiz adalet ve eşit şartlarda olma durumundan ziyade, bizi işimizden atmamaları önceliğimiz oldu. Her türlü mobing taciz ve baskılara tepkisiz çaresiz kalır olduk. Rızkı veren Allah’tı, kapitalizm onu alıp kulun eline verdi. Geçmiş olsun.
Merhaba,
Yazınızı okuyunca aklımda bir soru belirdi. Peki bir çalışan evinden işine sadece karakter bütünlüğünü getiriyorsa, ve o çalışan bu sayede iç ve dış müşterilerinden sürekli övgü aldığı halde eğer ki bağlı bulunduğu yöneticisi ona inanmıyorsa sürekli onun önüne zorluklar çıkartıyorsa onu yıldırmaya çalışıyorsa çalışan günümüz şartlarında ne yapmalıdır?
Saygılarımla,
Ayşe
Ayşe,
Eğer işini ve şirketini seviyorsan, mücadele etmeni tavsiye ederim. Aksi takdirde yeni bir iş daha iyi olabilir.
Sevgiler.
Temel
Bu sistemde iş görüşmeleride ezbere bir mantıkla yürütülüyor.Bazen çok komik görüşmelere şahit oluyorum.Ve tüm sorulan sorular aynı formatta. bizim gelecğmizi etkileyen o karar mercilerinin hangi bilinçte oduğunu çok merak ediyorum…
Temel Bey,
Sahici olmayan ve başkasını oynayan bir çok iş arkadaşım oldu.
Buna profosyonellik diyorlardı.
Hep amatör kalmak daha güzel:)
Aklınıza sağlık.
Cezmi
Değerli dostum Temel,
Her zaman olduğu gibi konuya değerli bir bakış açısı sunmuşsun.
Özellikle kaynaklarından Charles B. Handy’in kitaplarını okudum ve tavsiye ederim.
Selamlar…
yazdığınız görüşe tamamen katılıyorum. Şuan tam yazdığınız özellikleri olan eleman arıyorum. Masıl bir yöntemle böyle bir elemanı arayıp bulabilirim
Bu konuda görüş bildirirseniz sevinirim
Sizin gibi düşünen birilerinin oldugunu görmek hala güven duyabileceğimi, dürüst-alçak gönüllü-adaletli oldugum için birçok şeyi kaybettiğimi düşündügüm şu zamanlarda umudumu kaybetmemem gerektigini hatırlattı..
Teşekkür ederim.
Temel Bey Merhaba,
Bloğunuzla henüz 4 ay önce tanışma fırsatı bulabildim. Ve 4 aydır yazılarınızı hiç kaçırmadan takip ediyor, bir sonraki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Henüz kariyerimin başında biri olarak, yazılarınızın ufkumu genişlettiğini, bambaşka bakış açıları kazandırmaya başladığını belirtmek istedim.
Teşekkürler & Saygılar
Merhaba
Yazılarınızı sürekli olmasa da fırsat buldukça okuyorum yalnız kaynak kısmında Türkçe kaynaklara da bolca yer verseniz? Biliyorum yabancı dil olmaması kötü birşey ama şu an için dilim olmadığından takip edemiyorum onları 🙁
Temel bey,
Sizi tanımak benim için bir güzellik oldu,görüşlerinize ve çabanıza gönülden katılıyorum.1988 de agır bir depresyon yaşadım , doktorlar iyileşecegimi ve hiçbirşeyim kalmayacagını söylediler,çünkü hastanın karakter bütünlüğü var dediler.
Levi Tolstoy dirilişte en zor olanın,insanın kendi olmasıdır der.
Bunlar insanlığın Evrensel tarihinin ürettiği degerlerdir.Bizlere düşen görev bunları yerliyerine oturtup yaygınlaştırmaktır.Bizim gibi düşünen yüzlerce birey oldugunu biliyorum,ellerinize saglık.
Sevgilerimle,
İbrahim Yerci
Merhaba, harika bir yazı/paylaşım olmuş. Sevgiyle,
Temel Bey,
Yine çok keyifli bir yazı olmuş, içtenlikle tebrik ediyorum.
Sizin yazılarınızı her okuyuşumda, bu bahsettiğiniz anlayışta kişilerin yoksunluğu her ne kadar benim için can yakıcı olsa da, bulunduğum konumun, var olduğum çevrenin içimde biçimlenmesini ve şekil değiştirmesini sağlıyor.
İleriye yönelik planlarımda daha akılcı ve cesaretli olmamı sağlıyor.
Teşekkürler,
Saygılar,
çok güzel yazmışsınız,keşke herkes böyle bir bakış açısına sahip olsaydı..