Çoğu patron çalışanların sigortalarını ve maaşlarını zamanında ödemenin onları memnun etmeye yeteceğini düşünür. Hatta bazı patronlar sırf bir insanı işe almanın bile ona iyilik yapmak olduğunu zanneder.
Bu patron zihniyeti tek taraflı ve sağlıksızdır. Çünkü bir çalışanın düzgün bir çalışma ortamında, kanunların belirlediği sürede çalışması, ücretini zamanında alması… “olmazsa olmaz” unsurlardır. Bir işyerinin bu koşulları sağlaması o işyerini üstün kılmaz. Ama bir işyeri bunların bir tanesini bile eksik yaparsa o işyeri memnuniyetsizlik yaratır.
Her işyerinde her çalışan bu asgari koşulları daha işin başında hak eder. Şirketler bu koşulları sağladıkları zaman olağanüstü bir şey yapmış olmazlar; zaten yapmaları gerekeni yapmış olurlar. Nasıl ki bir hastaneyi hijyenik olduğu için tebrik etmiyorsak, bir iş vereni de çalışanlarının yasal haklarını verdiği için kutlamayız.
Maalesef Türkiye’de bu konu iyi anlaşılmamıştır. Türkiye’de bu konuları gündeme alan şirketler önce araştırma yaptırıp çalışanların memnuniyetsiz oldukları alanları saptarlar. Şirket yönetimleri, bu araştırma sonuçlarını inceler ve öncelikle o zamana kadar ihmal ettikleri ama aslında çoktan çözmüş olmaları gereken konularda iyileştirmeler yaparlar.
Hatırı sayılır paralar harcayarak iş yerinin fiziki koşullarında düzeltmeler yaparlar. Otopark, kafeterya, yemekhane, servis imkanlarında iyileştirmeler ya da bilgisayar, printer gibi araç gereçlerde takviye yaparlar; Çalışma saatlerinde ve ücretlerde uzun zamandır biriken sorunları çözerler.
Bütün bu iyileştirmeleri bir iki yıl gibi bir sürede gerçekleştirdikten sonra, yeniden bir araştırma yaptırarak, çalışan memnuniyetini ölçerler. Bu iyileştirmeleri yapan yönetimlerin beklentisi, çalışanların yapılanları takdir etmesi ve şirketten memnuniyetlerinin artmasıdır. Ama maalesef çoğu zaman, o kadar çabaya ve milyonlarca liralık yatırıma rağmen, çalışanların memnuniyetlerinde hiçbir artış olmaz.
Çalışan memnuniyeti konusunda yaşanan bu hayal kırıklığı, Türkiye’de pek çok şirketin yaşadığı tipik bir durumdur.
Çünkü hayatın bir kuralı olarak “memnuniyetsizliği gidermek memnuniyet sağlamaz.” Kulağa çelişkili gibi gelen bu ifadeyi, daha 1960’ların sonunda, Frederick Herzberg, Harvard Business dergisinde yazdığı makalede söylemişti: Memnuniyetsizliğin tersi memnuniyet değildir. Bir insanın memnuniyetsizliğini ortadan kaldırmak, onu memnun etmeye yetmez.
Sadece çalışma hayatında değil, hayatın her alanında bu kural geçerlidir. Bir insanın (ya da bir kurumun) “olmazsa olmaz” diye tanımlanan özelliklere sahip olması o insanın (o kurumun) memnuniyet sağlamasına yetmez.
Çalışanları memnun etmek, onları motive etmek, onların gönüllerini kazanmak için bir şirketin önce “olmazsa olmaz” koşulları eksiksiz yerine getirmesi sonra da gerçekten insanları motive eden konulara yoğunlaşması gerekir.
Bir şirketin çalışanları motive etmesi için yapması gerekenler şunlardır:
- Çalışanlar sorumluluk almak isterler. Her çalışan kendisine söyleneni yapmak kadar büyük resmi görüp inisiyatif kullanmak ister. İnsan kendi sorumluluk alanında bağımsız karar aldığı sürece çalıştığı yere bağlanır. Bunun için şirketlerin çalışanlara kendi kararlarını alacakları özgürlük alanları bırakması gerekir. Sadece emir ve talimatları yerine getirerek çalışmak kimseyi motive olmaz.
- İnsanlar ilerlemek isterler. Yaptıkları işi başardıkları ölçüde daha fazla sorumluluk almak, daha çok katkı yapmak isterler. Bunun için de etki alanlarının artacağı, yönetim kademesine yükselmek isterler.
- İnsanlar başarma duygusu yaşamak isterler. Bu nedenle şirket yönetimlerinin herkesin bilgiye ulaştığı, kararlara çok sayıda insanın katıldığı bir iş ortamı yaratmaları gerekir. Ancak böyle bir ortamda insanlar kendilerini başarının bir parçası hissederler.
- Sadece çalışma hayatında değil, insanlar hayatın her alanında, iyi bir iş yaptıklarında, parasal kazancın yanı sıra takdir görmek isterler. Takdir edilmek her insan için hava kadar, su kadar vazgeçilmezdir.
- İnsanlar öğrenmek, büyümek, olgunlaşmak isterler. İnsanlar sadece yaptıkları işi daha iyi yapmak için eğitim görmek istemezler. Çalışanlar işyerlerinde aldıkları eğitimin kendileride kalıcı bir yetkinliğe dönüşmesini ve bu yetkinliği gelecekte başka bir işe geçseler de kullanabilmek isterler.
Şirket yöneticilerinin “olmazsa olmaz” konularla, çalışanları motive eden konuları birbirinden ayrıması gerekir. Hijyenik alanlara yapılan yatırımların şart olduğunu ama bunların çalışanları motive etmeye yetmeyeceğini bilmeleri gerekir.
Çalışanların kendilerini işlerine adayacakları, şirkete bağlanacakları hatta şirketin savunucu olacakları bir iş ortamı yaratmak isteyen her şirketin, insanları nelerin motive ettiğini çok iyi anlaması gerekir.
Çalışanlarını motive edebilen ve zamanla bu anlayış etrafında bir şirket kültürü oluşturmayı başaran şirketler, rakiplerin kolay erişemeyeceği bir üstünlük elde ederler.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Frederick Herzberg, “One More Time: How Do You Motivate Employees?”, Article
- Christina M. Stello, “Herzberg’s Two-Factor Theory of Job Satisfaction:An Integrative Literature Review”
- Herzberg's Motivation-Hygiene Theory (Two Factor Theory)
- Richard G. Lyons, “Towards a Theory of Work Satisfaction:An Examination of Karl Marx and Frederick Herzberg”
- Herzberg's Motivators and Hygiene Factors
- Robert J. House And Lawrence A. Wigdor, “Herzberg's Dual-Factor Theory Of Job Satisfaction And Motivation: A Review Of The Evidence And A Criticism”
- Corporate Leadership Council, “Driving Performance and Retention Through Employee Engagement”
- Solomon Markos, M. Sandhya Sridevi, “Employee Engagement: The Key to Improving Performance”
- Colin Dicke, Jake Holwerda, Anne-Marie Kontakos, “Employee Engagement: What Do We Really Know? What Do We Need to Know to Take Action?”
- William H. Macey, Benjamin Schneider, “The Meaning of Employee Engagement”
- Robert Vance, “Employee Engagement and Commitment: A Guide to Understanding, Measuring and Increasing Engagement in Your Organization
- Chartered Institute of Personnel and Development, “Creating An Engaged Workforce”
Merhaba,güzel önerilerinizi patronlara uygulatmak hususunda sıkıntı yaşıyorum.. yetki vermek hususunda o kadar bencillerki..maaş ve sigorta aynı zamanda sıcak bir ortam ve öğlen yemeğini yüksek motivasyon için yeterli buluyorlar…bazen sözün bittiği yere geiyor insan..
Merhaba;iyi olmanızı umut ediyorum. Paylaşımlarınızı yalın ,anlaşılabilir üslup ile kaleme almanızı haddim olmayarak kutlamak istedim.Fayda değeriniz, tebessümünüz daim olsun.Sevgi ve tebessümle.
Emeğinize sağlık. Çalışan memnuniyeti konusunda yayınlanmış tezim ve makalem var. Burada vurgulamak istediğiniz konu iş tatminine de biraz kaymış. Onada değinseydiniz harika olurdu. İsterseniz çalışmalarımı sizinle paylaşabilirim.