Dünyanın önde gelen siyaset bilimcileri Obama’nın karizmasını oluşturan üç temel özelliğin, cesaret, mizah duygusu ve empati olduğunu söylediler. Seçim öncesi yapılan araştırmalara göre, ABD seçmeni, Obama’nın insanları iyi anladığını, kendisini seçmenin yerine koyabildiğini düşünüyordu.
Bizim atalarımızın “Tok açın halinden anlamaz.” diye özetledikleri kavram, bugünün dünyasında “empatik” olmamak diye adlandırılıyor. Aç insanın halinden anlayana ise, empati kurabilen insan deniyor.
Eskiden empati kurma yani karışısındakinin duygularını anlama yeteneği kadınlara atfedilen, erkeklere yakıştırılmayan bir anlayıştı. Erkek dediğin, başkasını anlamak yerine kendi bildiğini yapan, gücünü kabul ettiren olmalıydı. Duyarlılık kadında olduğu zaman iyi, erkekte olduğu zaman zayıflıktı. Ama bugünün dünyasında bu görüş artık geçerli değil. Empati kuramayan erkekler hayatta başarılı olamazlar.
Bundan yirmi beş sene önce, insanın karar alırken duygularından ve sezgilerinden ne kadar çok yararlandığı henüz bilimsel olarak kanıtlanmamıştı. Ayrıca neredeyse herkes, zekânın sadece “sayısal ve sözel zekâdan” ibaret olduğunu, başka bir zekâ türünün olmadığını zannediyordu.
Her insanda farklı zeka türlerinin bulunduğunu Howard Gardner‘den öğrendik. Harvard Profesörü Howard Gardner, uzun yıllar süren çalışmaları sonunda, “tekli zekâ” anlayışına taban tabana zıt, yeni bir zekâ tarifi geliştirdi. Gardner’a göre, her insan doğuştan, 8 zeka türünden bir karışımla doğar. Ona göre her insanın kendine özgü bir zekâ profili vardır. Kiminin sözel zekâsı gelişkinken, kiminin müzik zekâsı daha belirgindir. Bazılarının güçlü bir duygusal zekâsı vardır, bazılarının ise uzamsal zekâları daha kuvvetlidir.
Gardner, insanların sahip oldukları farklı zekâ türlerine göre; farklı öğrenme, problem çözme ve iletişim kurma yöntemleri geliştirdiklerini ve güçlü olan zekâlarını daha çok kullandıklarını ispat etti. Bunlardan birisi de kişiler arası ilişkileri düzenleyen zekâ türüydü. Bir başka Harvard profesörü Dr. Daniel Goleman, bu zekâ türüne “duygusal zekâ” ismini verdi.
Goleman‘a göre, duygularının farkında olmayan ve duygularını yönetemeyen insanlar, akıllarını da kullanamaz ve başarılı olamazlar. Her çocuğun duygusal zekası gelişkindir ama büyürken çoğu insan bu yeteneğini (zekâsını) kaybeder. Oysa iletişimin ve insan ilişkilerinin temeli duygusal zeka yani empatidir. Başkalarının ne hissettiğini anlayabilmek; satıcılık ya da yöneticilikten gönül meselelerine, ebeveynlikten siyasi başarıya kadar, hayatın bütün alanlarında başrolü oynar.
Bir insanı anlamak ve kendini onun yerine koymak, o kişiyi onaylamak ya da onu sevmek anlamına gelmez. Empati kurmak insanın karşısındakinin duygu ve düşüncelerini anlaması demektir. Bir insanı anlamak demek ona hak vermek değildir. İnsan birisin çok iyi anlayıp, ona hiç hak vermeyebilir.
Ama insan ilişkilerinin ve iletişimin olmazsa olmaz koşulu, empati kurmak, yani insanı anlamaktır. Empati kurma yeteneği yüksek insanlar; daha iyi dost, daha başarılı patron, daha başarılı çalışan ve daha değerli bir eş olurlar; daha güçlü sosyal ilişkiler kurup daha mutlu olurlar.
Birlikte çalıştığı kişilerin ya da müşterilerin duygularını okuyabilmek bütün başarılı yöneticilerin doğal yeteneğidir. Bu yöneticiler, hem kendi takımlarının hem de müşterilerinin neye ihtiyaç duyduğunu iyi bilirler.
Tüketicileri ve müşterileri anlamak, sadece araştırma yaptırmakla mümkün değildir. Her yöneticinin mutlaka tükteticisini (müşterisini) anlaması (onunla empati kurması) başarılı olmanın ön koşuludur. Tüketicileri “segmentler”, “profiller”, “kesimler” gibi teknik terimlerle tanımlamak, şirket yöneticilerini gerçek insanlardan uzaklaştırır. Bu nedenle başarılı şirketlerin hepsi, bu teknik terimlerin arkasındaki insanı gören, onların anlayan, onlarla empati kurabilen şirketlerdir.
Bugüne kadar liderlerin duygusal zekaları yeterince önemsenmedi. Şimdi ise empati kanalları açık organizasyonlar kurabilmek için liderlerin işe önce kendilerinden başlamaları gerektiği vurgulanıyor. İnsanların ruh hallerine “yabancı” olmayan liderlerin yönettikleri organizasyonlar daha başarılı oluyor. Bu organizasyonlar, değişimi daha iyi algılıyor. Daha enerjik, daha yaratıcı ve daha dinamik oluyor. Dolayısıyla bu tarz şirketler, fırsatları daha iyi değerlendiriyor.
İş hayatı; karşımızdakini anlamak üzerine kurulu bir dünyadır. Anlamadan ne satmak mümkündür ne yönetmek.
Bu konuyla ilgili aşağıdaki kitapları öneririm:
Bu yazıyla ilgili olarak aşağıdaki makaleleri ve linkleri öneririm :
1. Multiple Intelligence Theory :
http://en.wikipedia.org/wiki/Theory_of_multiple_intelligences
2. The EQ Factor, Time Magazine. October 2, 1995 :
http://www.time.com/time/classroom/psych/unit5_article1.html
3. Daniel Goleman and Richard Boyatzis, “Social Intelligence and the Biology of Leadership” :
4. Daniel Goleman, Richard Boyatzis, and Annie McKee, “Primal Leadership: The Hidden Driver of Great Performance” :
http://harvardbusiness.org/product/primal-leadership/an/R0111C-PDF-ENG
5. Obama Pushes for ‘Empathetic’ Supreme Court Justices :
http://www.foxnews.com/politics/2009/05/01/obama-pushes-empathetic-supreme-court-justices/
6. Daniel Goleman, “Empathy” – Who’s Got It, Who Does Not :
http://www.danielgoleman.info/blog/2009/05/02/empathy-whos-got-it-who-does-not/
7. Daniel Goleman, What Makes a Leader, HBR, Ocak 2004 :
http://harvardbusiness.org/product/what-makes-a-leader/an/R0401H-PDF-ENG
8. Heinz KOHUT, içebakış, Empati ve Akıl Sağlığının Yarım Çemberi :
http://www.icgoru.com/content/view/66/36/lang,/
9. Bruce Nussbaum, The Empathy Economy, Business Week, 2005 :
http://www.businessweek.com/bwdaily/dnflash/mar2005/nf2005037_4086.htm
10. Dev Patnaik, Wired to Care, FT Press 2009, “Create Widespread Empathy” (audio) :
http://www.ftpress.com/podcasts/episode.aspx?e=6E31F4FA-0B57-488B-9A48-94D051ED27C6
11. Daniel Goleman and Richard Boyatzis, Social Intelligence and the Biology of Leadership :
http://hbr.harvardbusiness.org/2008/09/social-intelligence-and-the-biology-of-leadership/ar/1
12. Cokluzeka.com :
MERHABA
YAZINIZI YENİ OKUDUM ÇOK BEĞENDİM BENDE EMPATHY’İ BU YAZIDAN SONRA HAYATIMA DAHA ÇOK GEÇİRİCEM..
SELAMLAR..
Değerli dostum Temel,
Görüşlerine bütünü ile katılıyorum. Özellikle başarılı satışçıların kişilik özellikleri üzerinde yapılan araştırmalar bu düşüncelerini doğrular nitelikte.
Büyük bir araştırmaya göre üstün başarılı satışçıda bulunan ilk nitelik duygu ortaklığı(empathy) özelliği.
Selamlar…
Hacı Bektaş-ı Velinin yaklaşık bin yıl önce “Düşmanınızın da insan olduğunu unutmayın” diye söylediği bir söz vardır. Yine Mevlana, Yunus Emre gibi Türk mutasavvıflarının yıllar önce hoşgörü ve empati üzerine söyledikleri onlarca söz vardır.
Ben bu yüzden Türk’lerin empati konusuna çok yabancı olmadıklarını ama günümüzün hıza odaklı dünyasında empatinin “em” ini kabettiklerini geriye “pati” nin kaldığını düşünüyorum.
Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
Sevgiler
Bu konu bilimsel olarak tartışılmaya başalamadan çok seneler önceden beri sizinle ayni fikirde olduğumu hissettim.
Her yazınızın çok iyi okunup verdiği mesajların çok iyi algılanması gerektiğini düşünüyorum.
Elleriniz ve aklınız dert görmesin.
Sevgiler
çok teşekür ederim.
mükemmel bir yazı.