Narsist Liderlerin Kısa Vadeli Başarıları ve Uzun Vadeli Başarısızlıkları
Narsist (kendini beğenmiş) insanlar, şişik egoları ve taşkın özgüvenleri sayesinde kısa vadede dikkat çekici başarılar elde edebilirler; ancak bu başarılar kalıcı olmaz. Başarı elde ettikten sonra eleştirilere kulaklarını kapatırlar, kendileri ve kendi fikirleri hakkında olumsuz hiçbir şey duymak istemezler. Bu yönleriyle, suda kendi suretini görüp kendine âşık olan mitolojik kahraman Narkissos gibidirler; kendilerinden başka hiç kimseyi beğenmez, başkalarının görüşlerine değer vermezler.
Narsistlerin saldırgan bir yapıları vardır, eleştiriye tahammülleri yoktur. Başkalarından duymak istedikleri tek şey kendi mükemmellikleri üzerine sözlerdir. Olumsuz herhangi bir geri bildirimle karşılaştıklarında öfkeyle tepki verir, bunu yapanları küçümser ya da cezalandırırlar. Narsist liderlerle çalışmak bu yüzden son derece zor ve yıpratıcıdır. Sevgi, fedakârlık, paylaşım gibi insani değerlerle ilgilenmedikleri gibi, istekleri gerçekleşmediğinde saldırganlaşır, çalışanlarına karşı duygusal tacize başvurabilirler.
Narsistlerin empati yeteneği gelişmemiştir. Başkalarının hislerini, ihtiyaçlarını ve perspektiflerini anlamakta zorluk çekerler. İşte tam da bu nedenle, uzun vadeli kalıcı başarılar elde edemezler. Empatinin olmadığı yerde sürdürülebilir liderlik mümkün değildir çünkü gerçek anlamda başarı, tek başına değil, ancak takım çalışması ve kolektif katkıyla elde edilir.
Alçakgönüllülüğün Liderlikteki Önemi ve Etkileri
Toplumumuzda çoğu kişi alçakgönüllülüğü yanlış anlar; onu pasiflik, içe kapanıklık ya da utangaçlıkla karıştırır. Oysa alçakgönüllülüğün bu özelliklerle hiçbir ilgisi yoktur. Bir insan hem alçakgönüllü hem de son derece iddialı ve güçlü olabilir. Tevazu sahibi olmak, başarı tutkusundan yoksun olmak anlamına gelmez. İnsanlar ve kurumlar pekâlâ mütevazı bir duruş sergilerken, aynı zamanda büyük hedeflere sahip olabilirler.
Alçakgönüllü olmak bir erdemdir ve gerçek liderlerin temel özelliğidir. Mütevazı liderler gösteriş yapmaz, kendilerini abartmaz, başkalarının övgüsüne bağımlı olmazlar. Böbürlenen söylemlerden, abartılı davranışlardan kaçınır, enerjilerini gerçek anlamda değer yaratmaya yönlendirirler.
Alçakgönüllü Liderlerin Ortak Özellikleri
John Dame ve Jeffrey Gedmin, alçakgönüllülüğün liderlikte son derece kritik bir özellik olduğunu vurgular. Onlara göre tevazu sahibi insanların ortak özellikleri şunlardır:
- “Her şeyi ben bilirim!” anlayışından uzaktırlar. Kendi eksikliklerinin farkındadırlar; bilmedikleri konularda başkalarından destek ve bilgi almaktan çekinmezler, uzmanlığa saygı gösterirler.
- Sürekli kendi reklamlarını yapmak yerine, işlerini sessiz bir kararlılıkla yapar, başkalarının övgüsüyle motive olmazlar.
- Başarılar onları şımartmaz; başarı, onlar için daha fazla sorumluluk üstlenmek, yeni görevler edinmek anlamına gelir.
- Kendilerini üstün görüp başkalarını küçümsemezler; aksine değer yaratmak ve çevrelerine faydalı işler yapmak için sürekli fırsatlar ararlar.
- Eksikliklerinin farkında oldukları için sürekli yeni bilgiler edinmek, öğrenmek ve gelişmek isterler.
İş Dünyasından Alçakgönüllü Liderlik Örnekleri
İş dünyasından alçakgönüllü liderlerin en güzel örneklerinden biri Apple CEO’su Tim Cook’tur. Cook, Apple’ın başarısızlıklarından kendini sorumlu tutar, bu tutumu çalışanların ona duyduğu güveni artırır. Bir diğer örnek de Berkshire Hathaway CEO’su Warren Buffett’tır. Buffett, şirketinin gelirindeki dalgalanmaları açıkça kabul eder ve sürekli şirket yöneticileriyle ortak çalışarak başarıyı sürdürür.
Harvard Business Review tarafından yayınlanan bir araştırma, alçakgönüllü liderlerin daha fazla güven ve bağlılık yarattığını, çalışanların kendilerini daha değerli ve önemli hissettiklerini ortaya koymuştur. Bu tür liderler, ekiplerinin yaratıcılığını ve yenilikçiliğini teşvik ederek, uzun vadede çok daha başarılı sonuçlara ulaşırlar.
Alçakgönüllülüğün Kurumsal Kültüre Etkisi
Okula başladığımız ilk günden itibaren çoğumuza sürekli kendimize güvenmemiz gerektiği öğretilir; güçlü yönlerimizi göstermemiz gerektiği vurgulanır. Bu nedenle, başkalarının başarılarını öne çıkarmak, onları takdir etmek birçok yöneticiye zor gelir. Ancak gerçek liderler, başkalarının başarılarını açıkça takdir ederek onları motive eder ve ekip ruhunu güçlendirirler.
Alçakgönüllü olmak kolay değildir; bu özellik, bilinçli bir çaba ve sürekli kendini geliştirme sonucunda kazanılır. Tevazu sahibi olmak, ruhen ve zihnen olgunlaşmak anlamına gelir.
Bugün, şirketlerin ve toplumların en büyük ihtiyacı narsist, kendi çıkarları için hareket eden değil; olduğu gibi görünen, samimi, alçakgönüllü ama iddialı hedeflere sahip liderlerdir. Kalıcı başarılar, ancak tevazu, empati ve gerçek liderlik yeteneklerinin harmanlandığı ortamlarda mümkün olabilir.
Not: İlk kez Eylül 2013 tarihinde yazdığım bu yazıyı, geliştirerek yeniden yayınladım.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- “Meet Author of The Mindful Leader, Michael Carroll”, Northeastern University Libraries' Meet the Author Series, January 28, 2009, Video
- Sadie F. Dingfelder, “Reflecting on Narcissism: Are Young People More Self-Obsessed Than Ever Before?”
- Jean M. Twenge, Sara Konrath, Joshua D. Foster, W. Keith Campbell and Brad J. Bushman , “Egos Inflating Over Time: A Cross-Temporal Meta-Analysis of the Narcissistic Personality Inventory”
- Bruna Martinuzzi, “Humility: The Most Beautiful Word in the English Language”
- John Dame and Jeffrey Gedmin, “Six Principles for Developing Humility as a Leader”, HBR
- Tomas Chamorro-Premuzic, “Why Do So Many Incompetent Men Become Leaders?”, HBR
- Sherwin B. Nuland, “Political Disorders. Does Executive Authority Corrupt the Mind?”
- Jim Collins, “Level 5 Leadership”, MindTools
- Jim Collins “Level 5 Leadership: The Triumph of Humility and Fierce Resolve”, HBR
- David Owen, Jonathan Davidson, “Hubris Syndrome: An Acquired Personality Disorder?”
- John Baldoni, “Humility as a Leadership Trait”, HBR
- John Baldoni, “Use Humility to Improve Performance”, HBR
- Frederic and Mary Ann Brussat “The Challenge of Humility”
- “Me, Me, Me! America’s ‘Narcissism Epidemic”
- “Virtual Conference on Moral Leadership: Humility and Organization”, Video
- Tony Dungy Shares Why Humility is The Most Important Quality a Leader Can Have, 2012, Video
Sizi başarılarınızda uzaktan izleyerek takdir etmeyenler, siz başarılarınızı objektif olarak ortaya koyunca size narsist, egolu gibi yakıştırmalarda bulunan ve sizin yanınızda bulunmak istemeyen kişilerdir. Bu kişiler özde sizi kıskanmaktadırlar.
Takdir etmezler, çünkü yapıcı değildirler; başarınızda başarınıza bir yönelim yapamayınca size saldırır bu kıskanç insanlar.
Bu ulkenin yetismis degerlerinin patron zihniyetinden lider zihniyetli onculer olmazi elzem. Malesef cogu insanlar kibir ve egolarinin karakterlerinin onune gecmesine mani olamiyorlar.
Temel Bey,
”Yeni nesil liderler hem iddialı hem de alçakgönüllüler.” diyorsunuzda, iş dünyasında neden bir türlü karşılaşamıyoruz bu bay-bayanlarla merak ediyorum.Tevazu içsel bir özelliktir.Sanki bir iç güzellik gibi insanın hal ve tavırlarına doğal olarak yansır.Evet, iş dünyamızın görünüşte, nazik, düşünceli, kibar insanlarla dolu olduğunu söyleyebiliriz ama bu görünüşün biraz altını kazıyacak fırsatınız olduğunda, tevazunun t’sini bulmanız çok zordur.Elbette istisnaların bu bahiste yerini ayırıyorum bir kenara.
Bir yandanda, böyle bir lider tipinin kişisel gelişimini olgunlaştırması için, mevcut lider üretim biçimlerinin, hedef için uygun olmadığını düşünmekten kendimi alamıyorum.Söyler misiniz lütfen, kolej mezunu, en iyi üniversitelere gitmiş,yurtdışında yüksek yapmış, seçkin bir çevrede yaşamış ve yaşamakta olan lider ve lider adaylarının, bizim gibi,çok katmanlı, çok sentezli, çok…. bir kültürde, içinde yaşadığı kültüre olan yabancılaşmasını aşıp, empati geliştirip,üstelik kişisel hırslarını da yenerek, kişisel olgunluğun merdivenlerini ağır aksak çıkması öyle kolay olabilir mi ?
Evet, bu sıraladığım aşamaları bir kenara bıraksak ve diyelim ki çalışıp çabalamış, çevresini ve zekasını kullanarak söke söke liderlik konumuna gelmiş bir halk çocuğundan bahsetsek mesela; ne yazık ki, çıktığı yükseklerde baş dönmesine karşı aşırı şişmiş bir ego geliştiriyor; tevazuya yine yer kalmıyor.
Kendi kişisel gelişimini, moda anlayışların dışında, bilinçli olarak yönetebilmek, bir yaşama bilgisi ve kültürüyle başarılabilir ancak.Ezbere yaşamların neredeyse şırıngayla damardan verildiği, bırakın kendi ülkemizi, global bir dünyada,bu bahsettiğimiz lider tipinin yaygınlaştığını söylemenin biraz naiflik olduğunu düşünüyorum açıkcası.
Nasıl olacak kestiremiyorum ama,ben de, çıkmayan candan ümit kesilmez diyerek, sizin kadar ümitli olmaya çalışıyorum.
Temel Bey her zamanki gibi çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Ve çok ta güzel dile getirmişsiniz. Ego konusu çağımızın hastalığı haline gelmiştir ve çevresel bombardımanlardan insanın kendisini koruması her geçen gün zorlaşmaktadır.
Kendimize güvenmekle ilgili durum okula başladığımızdan andan artık çok daha öncesine gitmekte. Artık ebeveynler çocukları doğar doğmaz elbiselerinde, araba etiketlerinde bu prens ve prenseslerden bahsediyor. Tabi ki her prensin bir de kral ve kraliçeye ihtiyacı var. Kraliyet ailesinin ise başarısızlığa tahammülleri yoktur. Çünkü statüde en yüksek seviye hala krallıktır.
Yeni pazarlama dünyasında artık bütün markalar onlara özel ve önemli biri olduğunu söylüyor. Bütün bu iletişim süreçlerinde insanların etkilenmemesi çok zor. Ve bir süre daha sonra sanki bahsettiğiniz yönetici tipinde sayılar azalmaya başlayacak. Bu da yeniye göre konum almamızı sağlamaya itecek bizleri diye düşünüyorum. Mütevazı liderler oldukça azaldı. Ya onlarsız yaşayamaya adapte olacağız ya da yeniden tersine döneceğiz.