Mutlaka başınıza gelmiştir. Doğruluğundan emin olduğunuz bir konuda bir arkadaşınıza fikrinizi anlatıyorsunuz, söylediklerinizin onun aklına yatacağından eminsiniz fakat şaşırarak görüyorsunuz ki beklediğiniz olmuyor. Arkadaşınız fikrinizi kabul etmiyor. Bu sefer siz görüşünüzü farklı açılardan, farklı örnekler vererek tekrar anlatıyorsunuz ama nafile. Siz ikna etmeye çalıştıkça arkadaşınız sizden uzaklaşıyor ve kendi fikrine daha fazla tutunuyor. Sizin için aşikâr olanı arkadaşınız bir türlü anlamıyor. Hayal kırıklığı yaşıyor, sinirleniyorsunuz. Nasıl oluyor da kendinizi anlatmakta bu kadar zorluk çekiyorsunuz?
Bu durum size tanıdık geliyor mu? Eğer cevabınız evetse bilin ki yalnız değilsiniz. Hemen her gün, herkes bu sorunu yaşıyor.
Peki, bir konuda fikrinizi anlattığınızda, karşınızdakinin sizi kolayca anlamasını hatta bu fikri kendisi bulmuş gibi sahiplenmesini ister miydiniz? Böyle bir güce sahip olsaydınız hayat daha kolay olur muydu?
Böyle bir güce sahip olmanın bir yolu var. Belki de sadece tek bir yolu var: Öykü anlatmak. İkna etmek için öykülerden daha etkili bir yöntem yok. Bu yöntem özel ilişkilerimizde de, iş hayatımızda da, siyasette de geçerli olan bir yöntem.
Peki, herkes öykü anlatmayı öğrenebilir mi? Bu bir yetenek işi değil midir?
Herkes ama herkes öykü anlatabilir. Öykü anlatmanın bazı kuralları var, bunları öğrendikten ve yeterince emek verdikten sonra herkes kendi fikrini anlatabilme ve karşısındakini ikna etme gücüne kavuşabilir.
1.Öykü anlatmanın yeri sadece dost sohbetleri değildir. Öykü anlatmak aslında en çok liderlerin hayallerini aktarmak ve hedeflerini sonuçlara ulaştırmak için kullandıkları bir yöntemdir.
2. Her şirketin ve her insanın sahip olduğu öyküler mutlaka vardır. Her şirkette yaşanmış sayısız öykü vardır. Bu öyküler iyi anlatıldığında, o şirketin değerlerini en iyi ifade eden taşıyıcı olurlar.
3. Öykü anlatanın kendini olduğu gibi ortaya koyması; korkularını, endişelerini, zayıflıklarını dinleyenlerle paylaşması yani kendini açması gerekir. Kalbini açan insana herkes kalbini açarak cevap verir. Öykü anlatmanın en önemli gücü de burada saklıdır. Öyküler insanları birbirine bağlar. İnsan ancak duygusal bir ortam bulduğu zaman ilham alır ve harekete geçer.
Öyküsünü tutkulu bir şekilde anlatan insan, vermek istediği mesajı dinleyicilere geçirir.
4. Öykü anlatanla dinleyen arasında iletişim gerçekleşmesi için iki tarafın da aynı dalga boyuna gelmesi gerekir. Aynı dalga boyunda olmak için anlatanın alçakgönüllü olması ve kendini duygularını paylaşması şarttır. Üstten bakarak akıl veren bir insanı kimse dinlemez. Anlatanla dinleyen arasında köprü sadece duyguları paylaşarak kurulabilir.
5. Farklı amaçlar için farklı öykü türleri kullanılmalıdır. Hatta aynı öykü bile değişen ortamlarda tıpatıp aynı şekilde anlatılmaz çünkü her durum farklı bir yaklaşım gerektirir. Öyküleri ortama uyarlamak gerekir.
6. Liderlerin de sıradan insanların da kendilerini dinletmeleri için önce kendi yaşam öykülerini anlatmaları gerekir. Bu dinleyenle bağ kurmak için bir ön koşuldur.
Bunun dışındaki bütün durumlarda, anlatanın kendini değil öyküyü ön plana çıkarması gerekir. Martin Luther King, insanları “kurduğu düş” ile harekete geçirmiştir; kendini önemseyerek değil.
7. Bir öyküyü samimi bir şekilde anlatmak iyi hazırlanmakla mümkündür. Bir anlatıcının ses tonunu ve vücut dilini etkili kullanma seviyesine çıkarması ancak çok çalışması, çok prova yapmasıyla mümkündür. İnsan ne kadar çok öykü anlatırsa dili o kadar güçlenir. Zaman içinde tarzı oturur ve doğallığı artar.
8. Öyküler yoluyla insanları suçlu hissettirmek ve olumsuz bir havayla öyküyü sonlandırmak doğru olmaz. Öyküler umutla bitmelidir. Yaşanan tüm olumsuzluklar, öykünün sonunda bir iyiliği getirmelidir. Aksi takdirde öykünün olumlu etkisi ve harekete geçirici gücü zayıflar. Pandora’nın kutusunda bile dünyaya bütün kötülükler yayıldıktan sonra kutunun içinde umudun kaldığını unutmamak gerekir.
9. Her öykü, bir kahramanın başından geçen olaylar etrafında kurulur. Joseph Campbell buna “Kahramanın yolculuğu” der.
Bu yolculuk sırasında kahraman zorluklarla karşılaşır, çelişkilere düşer, savaşmak zorunda kalır… Karşısına her türden düşman da çıkar, çok değerli akıl hocaları da. Öykünün kahramanı girdiği bütün çatışmaları, yaşadığı bütün zorlukları aşarak olgunlaşır ve yeni bir insana dönüşür.
Pretty Woman filminde kahramanın (Richard Gere) karşısına hiç beklemediği bir anda bir sokak kadını (Julia Roberts) çıkar. Bu kadının – kendisinden beklenmeyen- şahsiyeti ve güzelliği, kahramanın ezberini bozar ve yolculuk başlar. Kahraman, serüvenin sonunda olgunlaşır ve bambaşka bir insan olur.
10. Kendini anlatmak ve dinleyenler üzerinde kalıcı etki yaratmak isteyen herkesin duygu ve düşüncelerini öykülerle anlatması gerekir. İçtenlikle ve iyi anlatılan bir öyküden etkilenmeyecek insan yoktur.
İyi öykü anlatmak için önce uygun öyküyü bulmak ve bunu anlatmak için defalarca prova yapıp, anlatım doğallığına erişmek gerekir.
Amacına uygun bir öykü, iyi anlatıldığında şaşırıcı derecede etkilidir. Kendini anlatmak, insanları ikna etmek isteyen herkesin bu güçten yararlanması gerekir. En çok da liderlerin.
Not: Bu yazıyı ilk kez 27 Ocak 2009 tarihinde yazdım. Bu sefer ise bazı güncellemeler yaptım ve kısalttım.
Merhaba. Yine güzel bir yazı olmuş. Daha iyi anlamak adına, örnek bir öykü de paylaşılsa iyi olurdu. Ya da öykü örnekleri bulabileceğimiz bir kaynak tavsiye ederseniz bu da işime yarayacaktır. Teşekkürlerimle…
Herkes kendi hayatında, okuduklarında bulurmuş bunu. Yazıda öyle diyor.
emeğinize sağlık çok teşşekür ederim .
merhaba,
Bu gün yazılarınızla bir farkındalık daha elde ettiğim için mutluyum. Bugünlerde bazı arkadaş veya akrabalarıma düşüncelerimi nasıl anlatırım konusunda sancılıyım.
iş hayatında eğer geniş bir ekip yönetiyorsanız herkesin anlayabileceği farklı anlatımlara girmek gerekebiliyor.Düşler ve hedefler diğer yazılarınızdaki otantik liderlik ile vizyon ortaklaşa yaratılabiliyor ama uygulamalarda algı farklılıklarının kalitesinin artırımı için iletişim çok önemli.öykü anlatımı ile ilgili diğer arkadaşlar gibi biraz daha deneyimlerinizi paylaşmanızı ben de rica ediyorum.
çok komik olabilir ama annemle günlük bir işin karşılıklı konuşması sırasında farklı fikirlerde olduğumuzda veya kendi fikrimizi birbirimizi incitmeden anlatabilme çırpınması sırasında nasıl öyküye giriş yapabilirim bir de bu konuda çalışmam lazım:)
iyi çalışmalar
sizinle tanıştığıma memnun oldum
MERHABA,
YAZINIZ HER ZAMAN Kİ GİBİ ÇOK GÜZEL NE TÜR ÖYKÜLER ANLATICAĞIMIZ KONUSUNDA YARDIM EDERSENİZ SEVİNİRİM..
SEVGİLER..
Merhaba,
Yazılarınızla bu gün tanıştım, çok güzel konulara değinmiş ve çok güzel bir bilgi birikimiyle harmanlayarak okuyuculara sunmuşsunuz teşekkür ederim.
Ancak okuduğum her yazınızda “öyküye” dair derin bir vurgu algıladım. Sanki bilinç altınıza silinemeyecek derecede nüfuz etmiş. Bunun öyküsünüde bir yazı ile anlatırsanız memnun olurum.
Sevgi ile kalınız.
Sevgili Okur,
Öykü anlatmanın önemini çok geç fark ettim. Sizlerin benden daha çok farkındalık içinde olmanızı istiyorum.
Bilinçaltımdaki nedenleri -doğrusunu isterseniz- bilemiyorum.
Sevgiler.
Temel
ilik basşta ikna etmek en onem lık bır konu olduhunu anladım we bu iknayı öykülerle anlatıldıhını ögrendeim size çok teşekürler ederim
batuhan ateş
Öncekini tamamlayan başarılı bir yazı olmuş.
Teşekkürler…
çok güzeldi…kendimi geliştirmeye çok ihtiyacım var.işte ben tam da bu anlattığınız tipim kendimi ifade yeteneğim çok az…yüreklendirdiğiniz ve yönlendirdiğiniz için çok teşekkürler.fırsat buldukça bütün yazılarınızı okuyacağım…
saygılarımla,
gerçekden hoş çok teşekkür ederiz bize içsel bir olgunluk katan bir yazı günümüzde insanların hep güzel öykülerle ikna olduğuna bizzat şahit oluyorum
saygılarımla özlem yeprem
Kisisel gelisim ve gunumuz dunyasindaki akici bir cok ticari konulrda belkide bir eksigimizdir bu konu.Bu konuda kendi adima guzel bilgiler aktardim.
Tesekkurler.
Hollanda/murat tolunay
Sayın Aksoy,
sitenizin varlığından biz de sevgili Bedriye Hanım vasıtasiyle haberdar olduk.
Yazınızı çok beğenerek okuduk. O kadar beğendik ki bizi tekrar hikaye anlatmaya yüreklendirdi.
Kitap tavsiyeleriniz için de çok teşekkür ederiz..
Sevgi ve Saygılarımızla,
B-Fit Cihangir
Sayın Temel Aksoy,
Yazınızı beğenerek okudum. Sitenizle Bfit’ten Bedriye hanım sayesinde tanıştım. Eğer müsadeniz olursa yazılarınızı Pangalti şubemize ait grubumuzda yayınlamak istiyorum. (http://www.facebook.com/group.php?gid=61396272743)
Saygılarımla,
Memnuniyetle. Kaynak göstererek tabii ki kullanabilirsiniz.
Sevgiler.
Temel
Çok degerli bir yazı .Önümüzdeki yıllarda bana büyük katkısı olacağına inanıyorum Tesekkürler.
Çok güzeldi, teşekkürler. Kişisel gelişim çalışmalarında da hep öykü anlatımı kullanılıyor. Bunu şirket yönetimi açısından hiç düşünmemiştim. Oysa pazarlama için nasıl markaların hikayesi olmalıysa, şirketlerin ve liderlerin de olmalı. Ruhu bu öyküler yaratıyor.