Skip to main content

İyilik Ayrıntıda Gizlidir!

06 Nisan, 2010

1990 öncesinde New York’un bazı mahalleri girilemeyecek kadar güvensiz ve tehlikeliydi. Şehre gelen turistlere otel görevlileri, harita üzerinden hangi bölgelere gidilmemesi gerektiğini anlatırlardı. Bazı sokaklara gündüz saatlerinde bile girmek mümkün değildi.  Tenha saatlerde metroyu kullanmak sakıncalıydı. Her gün televizyon haberlerinde duyulan New York‘ta işlenen dehşet verici suçlar, artık kanıksanmıştı. 1994 yılında Rudolf Giuliani belediye başkanlığına seçildiğinde, New York kentinde suç oranı zirveye ulaşmıştı. Sadece turistler, yabancılar değil, New York halkı da can güvenliğinden şikâyetçiydi.

Giuliani sekiz yıllık belediye başkanlığı sırasında kentteki suç oranını çok büyük oranda azalttı. Kenti güvenli hale getirdi. Bu konudaki başarısıyla uluslararası bir üne kavuştu. Giulliani’nin başarısını açıklayan değişik teoriler ortaya atıldı. New York kentindeki suç oranlarının çok kısa bir sürede azalması kent sosyolojisi ve belediyecilik alanında yazılan makalelere konu oldu. Malcolm Gladwell, Tipping Point kitabında bu başarıyı, demografik ve sosyolojik gelişmelerin “birikimine” bağladı.

Oysa Giuliani’nin açıklaması farklıydı. Giuliani “Suçlarla mücadeleyi nasıl başardın?” sorusuna “Önce küçük konulardan başladım. Terk edilmiş bile olsa, bir binada bir cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir binanın köşesine biri, bir torba çöp bıraksın, bir süre sonra, her geçen çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir.  Ben ilk bırakılan çöp torbasını kaldırttım.” cevabını verdi.

Giuliani “bir sokağın suç bölgesine dönüşmesinin önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başladığını” her röportajında anlatmıştır. Eğer ilk kırık cama çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünürler, diğer camları da kırarlar. Daha kötüsü, bu sokakta daha büyük suçların da işlenebileceği algısı yerleşir. Ardından daha büyük suçlar gelir, bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir bölgeye dönüşür. Kötülük, hızla bulaşır! Başlangıçta oldukça masum ve küçük suçlar olarak görülebilecek suçlar, bütün bir bölgeyi “kurtarılmış bölge” haline dönüştürür.

Küçük kötülüklerin bir ortamı hızla bozması, sadece kentler değil, her ortam için geçerlidir. Kendi evlerimizde de, çalıştığımız şirketlerde de küçük kötülükler çok kısa zamanda kontrol edilemez boyutlara ulaşabilir. Masum gibi görünen bazı aksaklıklar, düzensizlikler, başıboş davranışlar, içinden çıkılamaz, dağ gibi sorunlara dönüşebilir.

Bir şirkette insanların birbirleriyle kuracakları ilişkiler ve bu ilişkilerden oluşacak genel hava yani şirket iklimi, kendi haline bırakılacak bir konu değildir. Şirketi yöneten lider, “Ben sadece sonuçlarla ilgilenirim, insanların birbirleriyle kurdukları ilişkiler beni ilgilendirmez.” diyemez. Bir şirketin var oluş nedeni elbette sonuç üretmektir; ama elde edilecek olumlu sonuçlar ancak iyi insan ilişkilerinin olduğu yerde mümkün olabilir. iyilik-ayrintida-1

Çalışma ortamının fiziki düzenlenmesi, iş süreçleri ve organizasyon yapısı kadar, psikolojik iklimi de başlı başına bir iş olarak ele alınmalıdır; çünkü insanlar yazılı kurallar ve talimatlardan daha çok, bulundukları ortamın sessizce ilettiği mesajlara göre davranırlar. Her işyerinde çalışanlar, yöneticilerin neye değer verdiklerini, onların gündelik davranışlarından öğrenirler; duvarlara yazılan “vizyon-misyon-değerler” tabelalarından değil. Bugün hemen her şirketin, insan kaynakları politikaları aynıdır. Hepsi insanın ne kadar değerli olduğunu ifade eder; ama bir şirketin gerçekte nasıl bir şirket olduğunu anlamak için, o şirketin her günkü işleyişine bakmak gerekir: Bir şirkette düzensizlik, motivasyonsuzluk, sevgisizlik, mutsuzluk, iki yüzlülük, o şirketin günlük işleyişinde gözlenir; liderin söyleminde değil.

İş hayatımızda da özel hayatımıza benzeyen, oldukça karmaşık, birbirini etkileyen, tetikleyen ilişkiler vardır. Bu etkileşim halindeki sistem aslında düşündüğümüzden daha hassas dengeler üzerinde durur. Yerinde ve zamanında müdahale edilmeyen bütün eksiklikler ve yanlışlar oluruna bırakıldığı takdirde, bütün sistemin varlığını tehdit etmeye başlar.
iyilik-ayrintida-2
Bir iş ortamının iklimini oluşturma sorumluluğu elbette yönetimindir ama olumlu çalışma koşullarını yaratmak sadece liderden beklemeyeceğimiz kadar hayati bir konudur. İçinde bulunduğumuz çağda hepimiz zamanımızın çoğunu iş yerinde geçiriyoruz. Hepimiz kendi ailelerimizden, dost ve arkadaşlarımızdan daha fazla zamanı, iş arkadaşlarımızla geçiriyoruz. Hal böyleyken, bütün sorumluluğu bizi yönetenlere devrederek, çalışma ortamımızın arzu ettiğimiz gibi olması onlardan beklememiz, sorumluluktan kaçmak olur.  Bence hemen şimdi, yanı başımızda gördüğümüz ilk “kırık camı” tamir etmekten başlayabiliriz. En yakınımızdakilerin bize daha iyi davranmaları için onlarla yüzleşebiliriz. Onlardan daha iyiyi talep ederken kendimiz de daha iyisini yapabiliriz. Kendi davranışlarımızı iyileştirebilir, güzelleştirebiliriz.

Bir iş ortamının, çalışanların mutlu olacağı bir ortam olması mümkündür.  Böyle bir işyerini yaratmak öncelikle liderin sorumluluğundadır ama sadece liderden beklenmeyecek kadar önemli bir konudur.

Konuyla ilgili olarak aşağıdaki kitap ve bağlantıları öneriyorum.

Leanne Rivlin, Stephen Carr, Mark Francis , Andrew M. Stone, “Public Space”, Cambridge University Press, 1995

David Alan Kopec, “Environmental Psychology for Design”, Fairchild Publications,2006

Winifred Gallagher, “The Power of Place: How Our Surroundings Shape Our Thoughts, Emotions, and Actions”, Harper Perennial, 2007

I Wish I Worked There!: A Look Inside the Most Creative Spaces in Business by Kursty  Groves, Will Knight, and Edward Denison, Willey 2010

Change by Design: How Design Thinking Transforms Organizations and Inspires Innovation,  HarperBusiness, 2009

Temel Aksoy , İnsanın Kişiliği Değişir mi? 

Temel Aksoy, İş Yerinde Disiplin Nasıl Sağlanır? 

Temel Aksoy, Eğlenceli Bir İş Ortamı Yaratmak Ciddi Bir İştir!

Temel Aksoy, Sizin İşyerinizin Havasını Kim Zehirliyor? 

Jacqueline C. Vischer , “Strategic Work-Space Planning”, MIT Slone

 “Holland is not flat”

Francoise Bronner & Kitty De Groot, Article in Office et Culture, 2009, nr. 13

By Hase, Betty “Phylogenetic design: A new approach for workplace environments”,  The  Journal for
Quality and Participation , Jan 2000
  

Jeffrey K. Chan, Sara L. Beckman, Peter G. Lawrence , “Workplace Design: A New Managerial
Imperative”, HBR Feb 01, 2007

Daniel Goleman, Richard Boyatzis, Annie McKee, “Primal Leadership: Realizing the Power of
Emotional Intelligence – Tapping into Your Team’s Emotional Intelligence, HBR 2004.”

 

Yorumlar

Comments (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir