Kimi insanlar mıknatıs gibi bir çekiciliğe sahiptirler. Tavırları, davranışları, konuşmaları; olaylar karşısındaki duruşları ve verdikleri tepkiler -onlar bir çaba göstermeden- insanları etkiler. Bu insanlar ne söyleseler dikkatleri üzerlerine toplarlar. Herkesin dile getirdiği bir fikri, onlar dile getirdiğinde kelimelerin ağırlığı artar. Bulundukları ortamlarda insanlar onlara öykünür, onlar gibi davranmaya çalışırlar. Bu insanlar hiç zorlanmadan insanları peşlerinden sürüklemeyi başarırlar.
Bir insanın karizmatik olup olmadığı, ilk bakışta anlaşılır. Fakat o insanı karizmatik yapanın ne olduğunu tarif etmek zordur. Nicole Torres, “Karizmayı tanımlamak zordur ama insan karizmatik birisini gördüğünde hemen anlar.” der.
Liderlik eski zamanlardan beri erkeklere atfedildiği için, karizma dendiğinde insanların aklına bir erkek figürü gelir ama karizma sadece erkeklere özgü bir özellik değildir. Sadece güzelliğiyle değil özgüveni, sosyal cesareti ve duruşlarıyla, kendilerini fark ettiren gerçekten çok karizmatik kadınlar vardır. Edith Piaf, Coco Chanel, Frida Kahlo, güzelliklerinden çok karizmalarıyla insanları etkileyen kadınlardır.
Karizma, ilk bakışta fark edilen bir özellik olduğu için, çoğu insan karizmanın fiziki özelliklerden kaynaklandığını düşünür. Ama karizmanın güzel ya da yakışıklı olmakla alakası yoktur. Güzel veya yakışıklı olanlar da insanları etkiler ama karizmatik bir insanın etkisi bundan farklıdır. Bir insanı karizmatik yapan onun karakteri; güçlü beden dilli ve etkili konuşma yeteneğidir. Karizmatik insanların fiziksel özelliklerinden öte bir haleleri (aura) vardır.
Karizmatik insanlar,
- Özgüvenli,
- Kendi duyguları ve içinde bulundukları ortam hakkında yüksek farkındalıkları olan,
- Pek çok durumda “olması gerekenle” ilgili güçlü fikirleri olan,
- Kendilerine özgü bir heyecan ve coşkuya sahip,
- Etkili ve güzel konuşan insanlardır.
Statü, unvan, güzel ya da yakışıklı olmak insanları etkilese de, herkes bunların geçici olduğunu bilir ama karizma kalıcıdır; karizmatik insanların ışığı hiç sönmez, Bu nedenle karizma, kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir güçtür. Çoğu insan için arzulanan, imrenilen bir özelliktir.
Max Weber, insanların karizmatik liderlerde istisnai hatta insanüstü güçler olduğuna inandıklarını söyler. Çoğu toplum karmaşa ve kriz koşullarında sorunları çözecek olağanüstü özelliklere sahip karizmatik bir lider arar. Karizması yüksek insanlar sahip oldukları özgüven ve etkileyicilikle bu durumlarda bir “kurtarıcı olarak” ortaya çıkarlar. Psikologlar bu durumlarda insanların kendi kimliklerini olağanüstü kişi olarak gördükleri karizmatik liderin kimliğiyle birleştirerek üstünlük duygusu yaşadıklarını söyler.
Hepimizin karizmatik insanlardan etkilendiği bir gerçek. Bu nedenle karizmatik insanlar kariyerlerinde daha hızlı yükselip daha fazla yetki sahibi olurlar. Ama karizmatik insanların daha isabetli kararlar aldıklarını, şirketleri veya toplumları daha iyi yönettiklerini kanıtlayan bilimsel hiç bir veri yoktur. Karizmatik insanlar arasından çok etkili liderler elbette çıkabilir ama karizma bir liderin başarılı olmasını garanti etmez. Bu nedenle her karizmatik insanın başarılı olacağı gibi bir genelleme yapmak, yanlıştır. Hatta Peter Drucker çoğu insanın liderliğin özü olarak gördüğü karizmanın gerçekte liderlikle pek ilgisi olmadığını söyler. Ona göre liderlik, gerçek üstü güçler ya da romantik ilişkilerle değil tam tersi gerçeklerle, gün be gün akıp giden hayatla ilgilidir. Drucker’a göre gerçek ölçüt bir liderin karizmatik ya da havalı olması değil, hizmet ettiği toplumun ya da şirketin refahını ne kadar artırdığıdır. Drucker’a göre liderlik karizmayla değil vizyonla, güçlü sorumluluk duygusu, çalışma tutkusu ve liyakatle (yetkinlikle) ilgili bir iştir.
Karizmanın başarı getireceği gibi bir genelleme yapılamazken kimi durumlarda başarısızlığa yol açabileceği bile söylenebilir çünkü karizmatik insanların çoğu, ölçüsüz bir özgüven hissine kapılırlar. Üstelik başarı arttıkça liderin kendini beğenme tavrı, onu büyük yanılgılara sürükleme riskini ortaya çıkarır. Özellikle son yıllarda liderlikle ilgili yazılan bilimsel makale ve kitaplarda, alçakgönüllü liderliğin altının çizilmesi bu tehlikeye dikkat çekmek içindir. Bugünkü gibi toplumların ve şirketlerin içinde bulundukları hızlı değişim dönemlerinde çözülmeleri gereken sorunlar, tek bir kişinin, tek bir aklın çözemeyeceği kadar karmaşık ve çok boyutludur. Bu sorunları çözmek için, “en doğrusunu ben bilirim” tavrı yerine birçok aklın katkı verdiği ve sonunda liderin karar aldığı bir yönetim biçimini benimsemek daha doğrudur. Ancak böyle bir yönetim biçimini benimseyen toplumlar ve şirketler başarılı olurlar.
Karizmatik olmak alçakgönüllü olmakla çelişmek zorunda değildir. Bir insan karizmatik ama aynı zamanda alçakgönüllü olabilir. Bunu başaran liderler, hem etkileyici hem de başarılı ve ilham verici olurlar. Karizmatik liderler, kendilerini daha kolay anlatır, daha rahat ilişki kurar ve insanları daha kolay etkilerler. Bu özellikler; bilgi, yetkinlik ve etkili karar almayla birleştiğinde sadece sahibine şöhret ve itibar değil herkese iyilik ve refah getirir.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Joe Maciariello, ”On Charisma And Leadership”
- Grace Teo-Dixon and Nanette Monin, “Guru of Gurus: Peter Drucker, Logology, and the Ultimate Leader”
- Nicole Torres, “Fast Thinkers Are More Charismatic”
- Michael Paschen · Erich Dihsmaier, “The Psychology of Human Leadership: How to Develop Charisma and Authority”
- Carlin Flora, “The X-Factors of Success”
- Ronald E Riggio,“Charisma: What Is It? Do You Have It?”
- Brian Evje, “3 Dangers of Charismatic Leadership”
- Nikki Owen, “The Power Of Charisma; A Transcendental Quality?”
- “Are Men & Women Equally Charismatic?”
- Dan Ciampa, “When Charismatic Leadership Goes Too Far”
- “How Charismatic Leadership Changes Lives”
- Max Weber, Charismatic Authority, Wikipedia
karizmatik olduguma mı sevineyim, cirkin olduguma mı üzüleyim,bilemedim?
Karizmatikseniz çirkin olmanızın önemi yok. Aslında çirkin insan kavramına karşıyım çünkü Allah herkese bir güzellik vermiştir lakin onu görebilecek bir çift göz lazım. Velev ki çirkin ama karizmatik olduğunuzu kabul edelim ve şöyle düşünmeye başlayabiliriz. Hem karizmatiksin, hem güzelsin, hem akıllısın, hem iş ve özel hayatında başarılısın, peki soruyorum dünya da bu özelliklerin hepsini taşıyabilecek kaç tane insan var? Olsaydı bile onların ruh hali ne olurdu? Dertlerini paylaşabileceği, dost olabileceği kimse olmayacaktı çünkü ona sadece kendi özelliklerindeki insanlar çare olabilirdi. Bundan dolayıdır ki bana sorsalar ”Karizmatik mi olmak istersin yoksa yakışıklı, zengin, çevresi geniş olan biri mi olmak istersin?” hiç düşünmeden vereceğim cevap elbette karizmatik olmak isterim. Çok zeki olsanız bile peşinize takılıp sizinle her yere gidebilecek insanlar olmadıktan sonra ne işe yarar. Akıllı insanlar ise önce yanlarına karizmatik bir insan alırlar ve herkesi o kişinin peşinden istediği şeyleri yaptırdıktan sonra isteklerine sahip olurlar. Bu dünya da ya akıllı olacaksın ya da karizmatik olacaksın. Ben şahsen akıllı olup karizmatikleri peşimden koşturmak isterim. Kader ki ikisinide bana çok görmüş. Olsun bizler dünyanın %98 – 99’unu oluşturan sıradan insanlarız. (Züğürt tesellisi)
Sienizi yeni fark ettim. Çok başarılı bi içerik olmuş, takipte kalcağım. Başarılar….
karizma ses tonudur, frekanstır, beden dilidir.
karizmatik liderin sesine hayran olurlar, ne söylediğine değil nasıl söylediğine bakarlar,
mükemmel bir açıklama .. teşekkürler..
Teşekkürler
Bilgilendirdiğiniz için teşekkürler .
Teşekkürler.
Temel Hocam, çok önemli ve insanlarda ciddi bir yanılgıya sebep olan bir konuda çok özet ve net yazı olmuş. Emeğinize sağlık. İnsanlarda emek, gayret, bireysel gelişim, ölçülü davranış, saygı temelli ilişkiler yerine karizmatik olma ve bu karizmatiklik için zor insan olmaya çabalama gibi bir eğilim var. Bu da modern dünyada şişirilmiş egolara ve kendini bilmez tavırlara sonuç olarak da çatışmalara sebep oluyor.