Skip to main content

Kutlama Yapmak İnsana Özgüdür

27 Aralık, 2022

Bütün toplumlarda insanlar yeni yıldan; sağlık, mutluluk, iyilik, bereket, huzur ve barış beklerler. Bu beklentilerini ifade etmek için yeni yıl kutlaması yaparlar.

Ünlü felsefeci Wittgenstein, insanın bir tür “törensel hayvan” (ceremonial animal) olduğunu söyler.  Kutlama yapmayan topluluk yoktur. Kutlama insana özgü bir davranıştır. Hem de çok eski bir davranıştır.

Anadolu kültürlerinin bayramları üzerine çalışmalar yapan Akdoğan Özkan; Musevi, Hristiyan, Müslüman dinlerinde bütün mezheplerin bayramlarının benzer olduğuna dikkat çeker. Mesela Muharrem ayının onuncu gününde aşure yapmak sadece Müslümanlara ait bir gelenek değildir. Nuh Peygamber’in Büyük Tufan’da elde kalan son malzemelerle yaptığı bu tatlı, İslamiyet’ten önce İsrailoğulları’nda da vardı, günümüzde Ermeniler, Rumlar, Bulgarlar ve Sırplarda da vardır.

Dünyanın farklı coğrafyalarındaki kutlamalar da birbirine benzer. Peru ve Guatemala’da Mayaların yaptığı kutlamalarla Orta Asya Şamanlarının ya da İran’da Zerdüştlerin kutlamaları arasında pek çok ortak nokta vardır. Kökleri Pagan geleneklerine dayanan bağbozumu şenlikleri hemen her kültürde mevcuttur. Kutlamalar evrenseldir.

Yazın bitişini ve mahsullerin toplanmasını kutlayan Almanların Oktoberfest’i de Protestanların Martin Luther’in anısına “St. Martins Day” adıyla yaptıkları kutlamalar da, Çin’deki Ay Festival’i de (Moon Festival) Amerika ve Kanada’da kutlanan “Şükran Günü” de hep aynı anlamı içerir. Hepsinin kökeninde uzun emekler sonunda elde edilen hasada şükretmek vardır.

Kutlama yapılan mekanların düzenlenmesi ve yemeklerin yapılması sırasında insanların gösterdiği iş birliği;  birlik, beraberlik ve paylaşma duygularını yüceltir. Bu duyguların yerleşmesini sağlar.

Kutlamalar bizim sıradan hayatlarımıza renk, neşe ve coşku katar. Kutlamalar bir yemeği “ziyafete”, bir buluşmayı “şenliğe”, bir yabancıyı “arkadaşa” dönüştürme gücüne sahiptir. Kutlamalar ve bayramlar insanları birbirine yaklaştırır, ruhlarını yumuşatır. Bütün kültürlerde kutlamalar barışa vesile olur, hayata anlam katar.

Her kutlama, insanlar arasında bir aidiyetin kurulmasına vesile olur. Kutlamalar sırasında insanlar, birlikte sevinir ve iyiliği paylaşırlar. Kutlamaların yarattığı duygusal enerjiyle insanlar kendilerini daha güçlü hissederler. Bayramların ve kutlamaların bir gelenek olarak devam ettirilmesi, bu olumlu duyguların toplumda yaygınlaşması ve toplumsal aidiyeti kuvvetlendirmek içindir.

Hangi amaç etrafında düzenlenirse düzenlensin her kutlama toplumsal ve kültürel bir “anlam yaratma” kaynağıdır.

Yılın ilk gününden son gününe kadar, çeşitli vesilelerle birçok özel günün varlığı bir tesadüf değildir. Resmi ve dini bayramların yanı sıra yılbaşı, dünya kadınlar günü, anneler ve babalar günü, öğretmenler günü, hacı Bektaş Veli anma günü, Şeb-i Aruz ya da yöresel şenliklerin hepsi bize toplumsal hayatımızın döngüsünü hatırlatır ve her birinin ifade ettiği anlamın farkında olmamızı sağlar. Kutlamalar toplumların sahiplendiği değerleri ifade etmesine imkan verir.

Durkheim, kutlamaların toplumda canlandırıcı bir işlevi olduğunu söyler. Kriz anlarına, zor dönemlere denk gelen tören ve kutlamalar insanların moralini yükseltir.

İ.Ö. 11000 yıllarına uzanan Göbeklitepe’de ilk tören alanlarına ait mimari kalıntılara rastlanıyor. Çatalhöyük sakinlerinin (İ.Ö. 6500) av bereketi için görkemli törenler düzenledikleri biliniyor. Kutlama yapmak bize ilk insandan kalmış bir mirastır.

Ben kutlamaların değerini bilmemiz, hepsinin hakkını vermemiz gerektiğini; sağlığımız elveriyorsa kısa bir süre için günlük hayatımızın dertlerini bir kenara bırakıp bu kutlamalara katılmamız gerektiğini düşünüyorum.

Kutlamanın coşkusunu, birlik ve dayanışma ruhunu paylaşmak kalplerimiz arasında köprüler kurar. Hangi mezhebe hangi siyasi görüşe hangi düşünceye ait olursak olalım, bu topraklarda yaşayan insanları birbirine bağlayan çok değerli bağlar var.

Ben bizi “birbirimize bağlayan” bu bağların, “bizi bölen” unsurlardan çok daha güçlü olduğuna inanıyorum.

Yeni yılı karşılamak bütün dinlerin, bütün kültürlerin sahiplendiği, “temiz bir sayfa açmak” anlamına gelen bir gündür. Her yeni yıla başlarken paylaşma, dayanışma ve iyilik duygularını yüceltiriz.

Siz de yeni yıla sevdiklerinizle yan yana girin. Onlara “Çam sakızı çoban armağanı” bir hediye alın. Hediye alamıyorsanız onları kucaklayın. Uzaktaki yakınlarınıza iyi dileklerinizi ifade edin, onların yeni yılını kutlayın.

Yeni yılın hepimize sağlık ve mutluluk getirmesini dilerim.


Konuyla İlgili Makale ve Linkler

  1. Anthony Giddens, “Living in a Post-Traditional Society”
  2. Eric Schwimmer, “The Ceremonial Self”
  3. Prof. Dr. Erman Artun, ”Türk Halk Kültüründe Hidrellez“
  4. Prof. Dr. Erman Artun, “Türk Halk Kültüründe Nevruz“
  5. “Hıdrellez Bayramı”
  6. Wikipedia, “New Year's Day”
  7. A History of the New Year
  8. A History Of Ceremonies

Yorumlar

Comments (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir