Yüzlerce belki binlerce çalışanınız var.
Çok iyi ürünler üretiyorsunuz. Ürün kaliteniz global markalarla aynı.
Üstelik üretim süreçlerinde verimliliği yakaladığınız ve maliyetlerinizi kontrol edebildiğiniz için fiyatlarınız da rekabetçi.

Ama ürettiğiniz ürünleri satmak için bayilere, online sitelere ya da sizin ürünlerinizi kendi markalarıyla pazarlayan büyük markalara ihtiyacınız var. Onlar sizden satın almasa üretim hacminiz düşer, dengeleriniz bozulur.
Sorunlarınız bununla da bitmiyor. Çünkü sattığınız fiyattan da memnun değilsiniz. Fiyat seviyeniz ürün kalitenizin hep altında kalıyor. Hak ettiğiniz fiyatı uygulamak bir yana, bu şirketler sizden hep daha çok indirim istiyor. İndirim yaptıkça maliyetlerinizi azaltmak yoluna gidiyorsunuz. Bu da sizin ürün kalitenizin düşmesine neden oluyor.
Düşen karlılık oranlarını telafi etmek için daha fazla üretim yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da sizi yeni yatırımlar yapmaya zorluyor. Bir taraftan büyüme potansiyelini görüyorsunuz ama diğer taraftan kaderinizin başkalarının elinde olması size büyük bir tedirginlik yaşatıyor.
Her geçen gün pazarlık gücünüzün azaldığını hissediyorsunuz. Geçmişe baktığınızda fiyatlarınızın ve karlılığınızın sürekli bir düşüşte olduğunu görüyorsunuz.
Şirketinizin “mükemmel ürün- rekabetçi fiyat kıskacında” hapsolmasının nedeni, kendi satış kanalınızın olmaması ve markanızın tanınmaması. Tersinden söylemek gerekirse, sizden satın alıp daha yüksek fiyatta satabilen şirketlerin sizden fazlası, onların markalarının bilinir ve bulunur olması.
Pazarlama yapmak sadece iyi ürün yapıp rekabetçi bir fiyatla satmakla sınırlı değildir. Eğer bu iki özellik pazarlama yapmaya yetseydi bugün Kocaeli, Bursa, Denizli, Konya, Kayseri, Malatya, Gaziantep dünya markalarıyla dolup taşardı.
Maalesef Türkiye’de sanayiciler mükemmel ürünler üretip bunları en makul fiyata satarak aslında yapmaları gereken işlerin yarısını yapıyorlar. Yarısını yaptıkları için de marka olamıyorlar.
Peki bu şirketlerin ne yapması gerekir?
Öncelikle şirketinizin ürettiği ürünlerin dijital pazarlamaya uygun olup olmadığına bakmanız gerekir. Dijital pazarlama her şirket için uygun değildir ama birçok şirket yeni dünyanın imkanlarından yararlanabilir. Sizin şirketinizin bu alandaki potansiyelini inceleyin. Bunun için konuyu bildiğine inandığınız ve güvendiğiniz uzmanlara danışın.

Ama ben dijital pazarlama deyince Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya ortamlarında markanın kendini duyurmasından veya internet reklamı yapmasından bahsetmiyorum. Bunlar dijital pazarlamanın özü değil tamamlayıcı unsurlarıdır.
Bugün dünyanın neresinde olursa olsun, bir ürüne veya hizmete ihtiyaç duyan her insan ve her şirket, önce cep telefonuyla Google veya Youtube’da araştırma yapmaya başlıyor. Kısa bir zaman harcayarak karşısına çıkan seçeneklerden çoğunu eleyip, bir iki markayı hafızasına alıyor ve bu markalardan birini satın alıyor.
Eğer sattığınız ürün dijital pazarlama yapmaya uygunsa, müşterinize dijital yollarla ulaşmanın ve ona doğrudan satış yapmanın imkanlarını araştırın. Bunun için Inbound Marketing yöntemlerini kullanın.
Mükemmel ürünler üretip, bunları en rekabetçi fiyattan satıp neredeyse hiç kar etmeden hayatınızı sürdürmek yerine hiç vakit kaybetmeden dijital pazarlama dönüşümünü gerçekleştin.
Aksi takdirde “Bütün yüke biz katlanıyoruz ama parayı başkaları kazanıyor.” diye sızlanmaktan kurtulmanız mümkün olmayacak.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- The evolution of consumer behavior in the digital age
- How Digital Transformation Is Driving Customer Experience
- Using Inbound Marketing To Attract Customers
- The Evolution of Inbound Marketing
- How Digital Transformation Is Driving Customer Experience
- How to Create an Effective Customer Journey Map
- Satın Alma Yolculuğu Nedir?
- Alışverişci Nasıl Davranır?
- İçerik Pazarlaması Nasıl Yapılır?
- Dijital Müşteri Davranışları

Bir yanıt yazın