Gazetede okuduğunuz bir haberin gerçek mi yoksa propaganda mı olduğunu nasıl anlarsınız? Gerçek değil, propaganda olduğunu ele veren ipuçları nelerdir?
Mesela gazetelerde görmeye alışık olduğumuz bir haber türü var: Türkiye’ye gelen yabancılar İstanbul Boğazı’na aşık olurlar, rakı ve balığa bayılırlar, Türk erkeklerini çok yakışıklı, Türk kadınlarını çok güzel bulurlar. Bu haberler bizi etkiler, gururumuzu okşar, bir de bu sözleri söyleyen yabancı, ünlü biriyse daha çok sevindirir.
Her Türk bu haberleri okuyarak büyür. Bugün Türkiye nüfusunun ezici çoğunluğu gerçekten yabancıların Türkiye’ye hayran olduğu gibi bir fikre sahiptir. Peki sizce gerçekten Türkiye’ye gelen her yabancı böyle mi düşünür? Sizce bu haberlerin hepsi doğru olabilir mi? İşin aslı nedir?
İşin aslı, bu haberlerin çoğunun yabancılara “zorla” söyletilenlerden oluştuğudur. Bunlar, “İstanbul Boğaz’ı güzel mi?”, “Yediğiniz balık lezzetli miydi?”, “Türk erkeklerini nasıl buldunuz?” gibi sorulara yabancıların verdikleri nazik cevaplardan gazetecilerin yaptıkları abartılı haberlerdir.
Bunlar bizim kendimizi yabancılara beğendirme arzumuzu tatmin eder. Okuduğumuzda kendimizi iyi hissederiz. Gazeteciler de bunu çok iyi bildiklerinden Türkiye’ye gelen her ünlüye benzer soruları sorup benzer haberler üretirler.
Aslında bu sorular ve cevaplar haber bile değildir. Bunlar bizim zihnimizde “Güçlü Türk, Güçlü Türkiye” kavramlarını oluşturmak için yapılan propagandadır. Bu propagandanın amacı, topluma özgüven aşılamaktır. Çetin Altan’ın dediği gibi “Türk’e Türk propagandası yapmak”tır.
Farkında olsak da olmasak da her gün bize propaganda yapılıyor. Sadece siyasi yönünü düşünmeyin. Propagandanın birçok çeşidi var. Ayrıca her biri Türk’e Türk propagandası yapmak kadar da masum olmayabilir. Propagandanın beyazı olduğu gibi karası da vardır.
“Kara propaganda, yalan, yanlış ve abartılı bilgiler kullanarak duyguları istismar ederek kitlelerin bir çıkar grubunun arzu ettiği gibi düşünmesini ve davranmasını sağlayacak iletişim faaliyetleri yapmaktır.” (Magedah Shabo, Techniques of propaganda and persuasion)
Bush yönetiminin Irak Savaşı öncesinde Saddam Hüseyin‘in kimyasal silah ürettiği ve bütün dünyayı tehdit ettiği fikrini yayması, daha sonra herkesin anladığı gibi aslı olmayan bir kara propagandadır.
Nazilerin iktidarı ele geçirmesinin ardından, 1933’te, Hitler’in Joseph Goebbels‘in başkanlığında “Kamuoyu Aydınlanma ve Propaganda Devlet Bakanlığı’nı” kurması da tarihteki en büyük ve en ölümcül propaganda çalışmalarından birine örnektir. Bu bakanlığın amacı Nazi fikirlerini sanat, müzik, tiyatro, film, kitap ve basın aracılığıyla kitlelerin kabullenmesini sağlamaktı. Otoriter bir rejimde, özür tartışmanın olmadığı bir ortamda bu yöntem maalesef amacına fazlasıyla ulaştı ve tarihte eşi benzeri görülmemiş bir zulüm yaşanarak altı milyon masun insanın ölümüyle sonuçlandı.
ABD ve Sovyetler Birliği’nin Soğuk Savaş sırasında filmler, televizyon ve radyo programlarıyla kendi halklarını ve diğer ülkeleri etkilemeleri tarihteki en meşhur propaganda savaşları arasında yer alır. Bu dönemde George Orwell’in Hayvan Çiftliği ve 1984 isimli romanları açık olarak propaganda amaçlı kullanılmıştır. CIA 1950’lerde Hayvan Çiftliği’nin orijinal hikâyesinden hareketle kendi amaçlarına uygun bir çizgi film versiyonunun yapılmasını bile gizlice desteklemiştir.
Sadece siyasi partiler değil, farklı çıkar grupları da bu yolla kendi fikirlerini benimsetmeye çalışır. Propagandacı, kitlelerin hoşça vakit geçirmek için izlediği sinema filmleri, televizyon programları, tiyatrolar ve romanlar gibi popüler kültür ürünlerini, kendi fikrini benimsetmek için ustaca kullanır. Her ülkede çeşitli çıkar gurupları kendi görüşlerini yaymak için bunu yapar.
Peki bir çıkar grubunun bize propaganda yapıp yapmadığını nasıl anlayacağız? Bunu anlamamız için tekniklerinin neler olduğunu bilmemiz gerekir.
Propaganda Teknikleri
1. İsim takmak. Propagandacı, karalamak istediği kişiye ya da gruba kötü isimler takar. Düşmanı bir “yılan” ya da “örümcek” gibi isimlerle anmak propagandacının çok kullandığı bir tekniktir. Siyasetçiler de bu tekniği kullanırlar, rakiplerine küçük düşürücü sıfatlar takarak kitlelerin duygularıyla oynarlar. Eğer bir kişiye ya da bir gruba çirkin isimler takılmışsa size propaganda yapıldığını fark edebilirsiniz.
2. Propagandacı kanıtlanabilir doğrular yerine “genellemeler” yapar. “Vatan”, “millet”, “şeref”, “ahlak” gibi kimsenin kolay kolay itiraz edemeyeceği kavramlar kullanır. Kendi düşüncelerini bu kavramların içine gizleyerek yaymaya çalışır. Eğer bir siyasetçi bu kavramları kullanarak konuşuyorsa size propaganda yapıyor demektir.
3. Propagandacı simgeler kullanır. Eğer bize mesaj vermek isteyenler bayrak ya da dini kitap gibi hepimizin ortak değerlerini kullanıyorlarsa propaganda yapıyorlar demektir.
4. Propagandacı kendi fikirlerini yayarken toplumun beğenisini ve saygısını kazanmış ünlüleri kullanır. Geniş kitleler ünlülerin söylediklerine daha duyarlı olurlar ve onların dile getirdiklerine inanma eğilimi içinde olurlar. Eğer bir ünlü, toplumsal ya da siyasi bir mesaj veriyorsa büyük ihtimalle propaganda yapıyor demektir.
5. Propagandacı sıradan inşaların başına gelmiş olayları “örnek olay” olarak anlatır. Aslında her biri birer istisna olacak kadar az rastlanan olayların tahminimizden daha yaygın olduğunu kanıtlamak ister. Bizim henüz çevremizde görmediğimiz bu olayların, biz farkında olmadan çok yayılmış olduğunu söyleyerek bizi korkutur.
6. Bazı verileri abartır ya da çarpıtır, bizim bilgimiz olmayan rakamları bizim endişe duyacağımız şekle sokar. Eğer birisi size bilginiz olmayan konularda çok abartılı rakamlar veriyorsa büyük ihtimalle propaganda yapıyor demektir.
7. Propagandacı hiçbir kanıt göstermeden kendi fikrinin büyük çoğunluk tarafından benimsendiğini iddia eder. Propagandacı hepimizin içindeki “sürü psikolojisine” hitap ederek bizim de herkes gibi düşünmemizi ister. Eğer birisi size “herkesin” benzer düşüncede olduğunu iddia ederse bilin ki size propaganda yapıyordur.
8. Propagandacı çok güçlü ve abartılı ifadeler kullanır. Bunlar hiçbir kanıtı olmayan klişe laflardır; ama çok sık söylendiğinde insanların belleklerine kazınır ve etkisi yüksek olur. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” söylemi böyle bir genellemedir. Eğer birisi size buna benzer ifadelerle konuşuyorsa bilin ki propaganda yapıyordur.
9. Propagandacı kendi fikrini anlatırken kutuplaşma yaratır. Olayları, insanları ve fikirleri siyah-beyaz uçlarda anlatır. Propagandacının dilinde gri renk yoktur. Sizi de bir kutbu seçmeye zorlar. Eğer sizin “ya hep ya hiç” şeklinde bir seçim yapmanız isteniyorsa bilin ki size propaganda yapılıyordur.
10. Propagandacı dost ve düşman yaratır. Sizin de derhal seçiminizi dosttan yana yapmanızı ister. Seçim yapmakta zorlanıyorsanız düşmandan yana olduğunuz gibi bir sonuç çıkarmaya çalışır. Eğer siz buna benzer bir seçim yapmaya itiliyorsanız bilin ki size propaganda yapılıyordur.
Propaganda zihinlere “yeni fikirler ve inançlar ekmek” için kullanılır. Bu teknikleri bir markanın reklamında da kullanmak mümkündür ama reklam, propagandaya göre masumdur. Reklamla propagandanın temel farkı reklamı izlerken bize reklam yapıldığının bilincinde olmamızdır. Yapan da izleyen de reklamın amacını bilir. İzleyen isterse inanır istemezse inanmaz. Reklamda da duygulara hitap edilir ama reklam yalan üzerine inşa edilmez.
Kara propaganda yapanlar bizim özgür seçimimizi engelleyip korkularımızı, endişelerimizi pompalayarak sağlıklı karar vermemizi engellemek isterler. Bu nedenle özellikle kara propagandaya karşı hepimizin uyanık olması gerektiğini düşünüyorum.
Seçimler öncesi her parti yukarıda saydığım bütün propaganda tekniklerini kullanır. Siyasetçiler siyah-beyaz bir kutuplaşma yaratarak bizim “düşmana” karşı bir seçim yapmamızı isterler. Maalesef bu kutuplaşma ortamında siyasi propagandanın rengi kararır. İnsanların içindeki kötü duyguları ortaya çıkaran siyasi kampanyalar neredeyse psikolojik bir savaşa dönüşür.
Ama propagandanın rengi her zaman kara değildir. Propaganda iyi amaçlar için de kullanılabilir. Barış, hoşgörü, kardeşlik ya da sağlıklı yaşam gibi konularda da propaganda yapılabilir.
Beyaz propagandanın teknikleri de kara propagandanın teknikleriyle aynıdır; iyi bir amaca hizmet edecek beyaz bir propagandanın hiçbir yanıltıcı bilgi içermeden kurgulanması mümkündür.
Bence Türkiye’de kardeşçe yaşamak, demokrasi, sağlık, trafik gibi toplumsal konularının her biri için beyaz propaganda yapılabilir. Nasıl kara propagandanın olağanüstü bir etkisi varsa beyaz propagandanın da etkisi olağanüstü olabilir.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Andy McDonald, Lene Palmer, “Propaganda Techniques”
- David Watson; “In the Danger: Self Censorship, the Propaganda Model, and the Saving Grace”, Central Carolina Community College
- “Letter From Noam Chomsky”
- Sheldon Rampton “Has the Internet Changed the Propaganda Model?”
- The Propaganda Model after 20 Years: Interview with Edward S. Herman and Noam Chomsky
- Edward S. Herman “The Propaganda Model Revisited”
- Propaganda and the Internet, McKinzey Institute
- Benjamin Shappiro “Primetime Propaganda: The True Hollywood Story of How The Left Took Over Your TV”
- Benjamin Shappiro
- Poscast of Shappiro articles
- War, Propaganda and the Media
- Nazi Propagandası, USA Holacaust Memorial Museum
- Claire Stokoe, “100 Years Of Propaganda: The Good, The Bad and The Ugly”
- Propaganda, Wikipedia
- Propaganda,Vikipedi
- Sacred Congregation of Propaganda
- Harold D. Lasswell “The Theory of Political Propaganda”
- Why Political Propaganda Works, video
- 10 Political Propaganda Techniques: The science of mind control, video
- Reptilian Mind Control - CNN - 20 Second Manipulation Techniques, video
Yazınızı okudum, altta verdiğim kısım yazınızdan bir parça. Burada siz de propaganda yaptınız demek istediğim yazınız insanları bilinçlendiriyor ve aydınlatıyor.Teşekkür ederim
Propagandaya ve özellikle kara propagandaya karşı hepimizin uyanık olması gerektiğini düşünüyorum. Kara propaganda yapanlar bizim özgür seçimimizi engelleyip korkularımızı, endişelerimizi pompalayarak sağlıklı karar vermemizi engellemek istiyorlar. Toplum içinde düşmanlık yaratan kara propagandanın hepimize zarar verdiğini düşünüyorum.
Propagandanın özünü yukarıda adı geçen Goebbles’in şu sözü bence çok iyi anlatıyor: "Propagandada beyinlere her gün 1 cm. çivi çakacaksın, 40 günde 40 cm. girecek, girdiğini kimse hissetmeyecek, böylece yalan gerçek olacak"
Elinize saglik! Gördügüm kadari ile Chomsky ve Herman’in ‘Medyanın Kamuoyu İmalatı’ isimli eseri bugün de ayni sekilde geçerliligini koruyor 🙁