İsveç hükümeti 1998 yılında “Geleceğin Biçimleri” adıyla bir kanun çıkardı. Amaç, nesnelerin insan ihtiyaçlarına uygun bir tasarım anlayışıyla yapılmasını teşvik etmekti. Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte İsveç hükümeti, “tasarım bir zorunluluk” propagandası yaptı, “herkes için tasarım” hükümetin desteklediği bir felsefe oldu. Bazı ülkeler tasarımı kendi kültürlerinin bir parçasıdır. İtalya’da ve İskandinav ülkelerinde tasarım, günlük hayatın içinde, sokaktaki insanların oturdukları banklarda hayat bulur.
Tasarım bir düşünce biçimi ve bir hayat görüşüdür. Endüstriyel tasarımın öncülerinden Henry Dreyfuss, “Ürünle insan arasındaki temas noktası bir memnuniyetsizlik kaynağı ise tasarımcı başarısızdır. Ne zaman ki ürünle ilişki kurduklarında insanlar daha güvenli, daha rahat, daha verimli ve daha mutlu oluyorlarsa işte o zaman tasarımcı başarılı olmuştur.” der.
Endüstriyel tasarımda yaratıcılık, mevcut sorunlara daha önce kimsenin bakmadığı bir gözle bakarak, gelişen teknolojilerin getirdiği fırsatlardan da yararlanıp, yeni çözümler üretmektir. Tasarım, yeni ürünleri, yeni hizmetleri ve yeni iş yapma biçimlerini hayatımıza sokarak değer yaratır.
Nobel ödüllü iktisatçı Herbert Simon dediği gibi “Var olanla yetinmeyen, onu daha arzulanan bir duruma dönüştürmek amacıyla eylemde bulunan herkes aslında tasarım yapar.” Bu sebeple bugün markaların hayatımıza soktuğu yenilikler sadece teknolojik değil, aynı zamanda bir tasarım anlayışı içerir.
Sony, Issey Miyake, Tommy Hilfiger, Yahoo, Guzzini, Prada, Davidoff, Coca-Cola ve Mikasa gibi daha birçok marka için çalışıp; parfümden aydınlatmaya, servis takımlarından modaya kadar çok değişik tasarımlar yapan Karim Rashid, tasarımın dünyayı değiştirebilecek bir güç, olduğunu söyler. Rashid’e göre tasarım, marjinal değil toplumsal bir konudur. Rashid, ürünleri sadece ihtiyaç gidermeye yönelik zorunluluklar değil, anlamlı deneyimler olarak tasarladığını söyler. Rashid’e göre “Tasarım bir tavır, bir dünya görüşü, bir duruştur.”
Tasarımın hangi derinlikte algılandığı, toplumların gelişmişlik düzeyini gösterir. Bence Türkiye’de de tasarım, Kuzey Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, toplumsal bir politika olarak ele alınmalıdır. Biz, son yıllarda daha çok üreten, daha çok ihraç eden bir ülke olduk ama tasarım konusunda hala çok eksiğimiz var. Bu eksikliğin giderilmesi için kamu ile özel sektörün işbirliği yapması çok önemli; hükümetin bu konuda öncü rol oynaması gerekli.
Siz ne düşünüyorsunuz? Türkiye’nin bir tasarım hamlesi başlatması çok iyi olmaz mı? Bana göre tasarımın hayatın içine girmesi, medeniyetin yükselmesi demektir. Bunun için de tasarımın bir yaşam ve düşünce biçimi olduğunu anlatacak bir farkındalık yaratmak gerekir. Tasarım konusunda ilerleme kaydetmiş bir Türkiye, hiç kuşkusuz daha çağdaş ve daha yaşanır bir yer olacaktır.
Tasarım; daha estetik, kullanıcı dostu ürünler yapmaktır ama tasarım sadece ürün tasarlamak anlamına da gelmez. Bugün gelişmiş ülkelerin hepsi hizmet ekonomisine dönüşmüş durumda. “Hizmetler” diye adlandırdığımız ticaret, yeme-içme, bankacılık, ulaştırma gibi iş kolları, ülke geliri içinde fabrikalarda üretilen ürünlerden çok daha fazla pay alıyor. Bu nedenle tasarım derken sadece ürünlerin tasarımını değil, hizmetlerin tasarımını da düşünmeliyiz. Bir lokantada yemek yerken ya da bir kargo şirketinden hizmet alırken bile kullanıcının hayatını kolaylaştıracak, onun konforunu arttıracak pek çok yeni tasarım yapmak gerikiyor.
Bugün tasarımcılar sadece bir siparişe göre iş yapan değil, bir strateji uzmanı gibi çalışan insanlardır. Çünkü bu çağın tasarımcılarının yaptıkları işler, insan ilişkilerini kökten değiştiren bir etkiye sahip. Bunun en somut kanıtını, son yıllarda hayatımıza giren, akıllı telefon tasarımlarının, insan ilişkilerini ne kadar kökten bir şekilde değiştirdiğinde görmek mümkün.
Karşımıza çıkan bütün sorunlara ve fırsatlara bir tasarımcı gözüyle yaklaşmak demek, insanların daha kolay, daha güvenli, daha konforlu, daha ekonomik bir hayat sürmelerine destek olmak demektir. Bu da ancak tasarımı bir felsefe, bir dünya görüşü, bir duruş olarak ele almakla mümkün olur.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Anne Kolmodin & Aurora Pelli; “Design for Innovation and Growth: A Promising Competitive Concept in the Future”
- Ezio Manzini on the economics of design for social innovation
- Food for your mind: Managing as Designing - video
- Karim Rashid
- Gert L. “The incorporation of design management in today’s business practices: An analysis of design management practices in Europe 2009”
- Olivier Serrat “Design Thinking”
- Design Management
- Andrew Newton “What is effective Design Management?”
- Torsten Lars Brodt “The Management of Experience Design”
- Angela Dumas and Henry Mintzberg” Managing the Form, Function and Fit of Design. Design Management Journal. Summer 1991”
- The Power of design, 2004
- Business week, design Thinking Special report :
- Tim Brown, Design thinking, blog
- Design Thinking, “What Is That”, Fast Company
- Sustainable Design
Çoğu yönetici sanırım tasarımı ekstra masraf olarak görüyor. Mesela iç iletişim duyurularını 2 paragraf yazıyla yapmak var, görseli bol bir tasarımla yapmak var. Yaratacağı etki hiç düşünülmüyor. ROI için değerlendirmek çok uzak bir ihtimal zaten.
Web sayfası yaptırmak çok revaçta. Görseli çok kuvvetli olsun isteniyor. Ama teknoloji lazım, yatırım yapılmıyor.
İnsan gözünün algısı çok önemli.. basit tasarım kuralları yaratıcı bir insanın elinde harikalara dönüşebilecekken, o dahiler basit matbaa işlerine koşturuluyor..
vs. 🙁