Tasarım, 90‘lı yılların öncesinde “lüks” bir ayrıcalıktı. Son yıllarda mobilyada IKEA; hazır giyimde ZARA, KOTON gibi markalar sayesinde tasarım demokratikleşti. Geniş kitleler, az para harcayarak tasarım ürünlerine ulaşmaya başladı. Tasarım, sadece zenginlerin ulaşabildiği bir ayrıcalık değil artık.
Bugün insanlar, ürünleri kullanırken, daha güvenli, daha konforlu, daha estetik, daha anlamlı bir deneyim yaşamak istiyorlar. Bu yüzyılın en popüler tasarımcılarından Philip Starck, “Tasarımcının mesleği ne bir sanatçının ne de bir estetisyenin mesleğine benzer; tasarımcı bir anlam bilim uzmanıdır.” der. Artık tasarımdan bahsettiğimiz zaman sadece bitmiş bir ürünü güzelleştiren bir süsleme sanatından değil, insanların günlük hayattaki deneyimlerine anlam katan bir anlayıştan bahsediyoruz.
Eskiden güzel olanın işlevi yoktu, işlevi olan ise çirkindi. Bugün birçok tüketici araştırmasında güzel olan şeylerin daha iyi çalıştığı inancının yaygınlaştığını gözlemliyoruz. Bugün tasarım denince, insanların hayatlarını kolaylaştıran ve konforlarını artıran bir çağrışım geliyor akıllara.
Bugün asıl önemli olan tasarımı, bir sorun çözme yöntemi olarak görmek, bütün işlere tasarım odaklı yaklaşmaktır. IDEO’nun kurucusu Tim Brown‘a göre, bir tasarımcı gibi düşünmek; ürünlerin, hizmetlerin hatta stratejilerin nasıl olacağını belirleyen en temel etkendir.
Tasarım odaklı yönetim anlayışında, tasarım bir hayat görüşü, temel bir felsefedir. (Design driven management)
1-Tasarım, sorunu doğru tanımlayarak başlar. Bu da, çok boyutlu düşünerek, sınırları zorlayarak, hayatın içine girerek, konunun tüm ilgilileriyle empati kurarak mümkün olabilir.
2- Tasarımın yapılabilmesi için toplanan tüm bilgileri ve gözlemleri kültürel öğelerle bir araya getirmek ve anlamlandırmak gerekir. Tasarımcını çözmesi gereken düğümler, ” Nasıl hem estetik hem fonksiyonel olabiliriz? Nasıl az maliyetle değer yaratabiliriz? ” gibi düğümlerdir.
3-Tasarım sürecinde olabildiğince çok sayıda konsept hazırlanması ve prototip geliştirilmesi gerekir. Tasarım sürecinde sabretmesini bilmeyen şirketler başarılı olamaz. Bir şirket ne kadar çok hata yaparsa ne kadar çok prototip üzerinde çalışırsa, başarılı olma ihtimali o kadar artar.
4-Tasarım süreci birçok çözüm arasından bir seçim yapmayı gerektirir ama bir seçim yapmak, sürecin bittiği anlamına gelmez. Kullanıcı odaklı tasarımlar, esnek bir düşünce yapısına sahip olmayı gerektirir. Bu sebeple tasarım sürecini bir keşif, yenilik üreten bir platform olarak görmek gerekir.
Tasarım, kullanıcıya faydalı, konforlu, estetik ve anlamlı deneyimler yaratmak demektir. Tasarım, her geçen yaygınlaşıyor. Tasarıma sadece zengiler değil herkes para harcıyor, çünkü tasarım demokratikleşerek herkesin hayatına giriyor.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Designing The Future Of Business, Marty Neumeier
- Don Norman On 3 Ways Good Design Makes You Happy | Video On Ted.Com
- Emotional Design
- Retail Design Institute
- Anne Kolmodin & Aurora Pelli; “Design for Innovation and Growth: A Promising Competitive Concept in the Future”
- Food for your mind: Managing as Designing - video
- Olivier Serrat “Design Thinking”
- Design Management
- Andrew Newton “What is effective Design Management?”
- US National Design Policiy
- Design Policy System and Its Structure in Korea
- Angela Dumas and Henry Mintzberg” Managing the Form, Function and Fit of Design. Design Management Journal. Summer 1991”
- Theresa Digerfeldt-Månsson, Alladi Venkatesh , “Design As a State-of-Mind: The Aesthetics of Design and the Art of Marketing”
- The Power of design, 2004
- Business week, design Thinking Special report :
- Business week, Using Design to Drive Innovation, June 2009
- Business Week, Making Connections by design, October 2007
- Alessi design factory
- Tim Brown, Design thinking, blog
- Design Thinking, “What Is That”, Fast Company
- Design Mind – Dergi
- Sustainable Design
tasarımın -daha doğrusu “endüstriyel tasarım”ın- amacı ürünü daha geniş ve çeşitli kullanıcı hedef kitlesi için “ulaşılabilir” kılmak değil midir? teorikte ve idealde öyle, yurtdışında da çoğunlukla böyle gibi görünüyor ama türkiye’de farkındalık henüz olması gereken boyutta değil malesef.
çalıştığım firmanın müşterileri, “zenginler” diye tabir ettiğimiz, kiminin de “kalburüstü” sandığı insanlar. ve bir o kadar da neye para vardiğini bilmeyen, tasarımdan bihaber, çok para harcamayı çok özel ürünlere sahip olmak zanneden bir güruh!
ikea nın mantığını ve bazı ürünlerini gerçekten seviyorum ve herkes tarafından beğenilmesi gerekmediğini de biliyorum ama müşterilerimizi ucuz buldukları için ikea yı aşağılarken gördüğümde gülünç hallerine üzülüyorum. çünkü “tasarım pahalıdır” diye bile düşünmüyorlar; “pahalı, tasarımdır” diye düşünüyorlar.
umarım tasarımın ne olduğunu sizin gibi doğru anlayanlar ve doğru anlatanlar bu durumu değiştirmeye katkıda bulunabilir..