İnsanları doğdukları döneme göre X, Y, Z olarak etiketleyen ve her dönemin farklı değer yargılarına, farklı dünya görüşüne sahip olduğunu iddia eden kuşaklar teorisi tam bir safsatadır. Bu teorinin dayandığı bilimsel hiçbir kanıt yoktur.
Yönetim ya da pazarlama konferanslarında konuşanlar, Z kuşağı gençlerini anlatırken sanki dünyaya farklı bir insan türü gelmiş de bizim haberimiz yokmuş gibi konuşurlar.
Z kuşağı gençlerinin çalışma hayatında “anlam arayışı” içinde olduğundan bahsederler. Kar peşinde koşan değil “Daha iyi bir dünya için”, “Hayata değer katar” gibi “ulvi amaçları” benimseyen şirketleri tercih ettiklerini söylerler.
Bunlar dayanağı olmayan genel geçer laflardır. Gençlerin ev dışında daha çok zaman geçirdikleri ve daha az televizyon izledikleri elbette doğrudur. İletişim teknolojileriyle doğuştan tanıştıkları için bunları kullanmaya daha yatkın oldukları da doğrudur. Her genç insan gibi insan ilişkilerinde daha romantik, toplumsal konularda ise daha ütopik düşüncelere sahiptirler.
İnsanların yaşı, evli olup olmadıkları, ev geçindirmek gibi sorumluluklar üstlenip üstlenmedikleri onların düşünce ve davranışlarını üzerinde çok belirleyicidir ama yaş ilerleyip hayat evresi değişince her insanın düşünceleri, tavırları ve davranışları değişir. Gençler de anne babaları gibi davranmaya başlarlar.
David P. Costanza ve arkadaşlarının yaptıkları bilimsel araştırmalara göre işyerinde kuşakların değerleri birbirlerinden farklı değildir. İşlerinden memnuniyetleri, işyerine bağlılıkları ve iş değiştirme eğilimleri arasında anlamlı farklılıklar yoktur.
En anlamlı farklılık iş yerinde uzun süre çalışanların işlerinden daha memnun olmalarında ve yeni bir iş aramamalarındadır. Ama bu sonuç eski kuşakların yeni kuşaklardan farklı değerlere sahip olduğunu göstermez çünkü her işyerinde kıdemli olanlar işlerine daha bağlıdırlar. Farkı yaratan insanın çalıştığı sürenin uzunluğudur. Z kuşağı gençleri de bir işte uzun süre çalıştıkları takdirde bu tutum ve davranışları göstereceklerdir.
Hal böyleyken gençlerin farklı değerlere sahip, farklı yaratılışta olduklarını; anne babalarına kıyasla farklı ilişkiler kurduklarını iddia etmenin gerçekle alakası yoktur.
Jennifer J. Deal’in yaptığı araştırmaya göre,
- Her kuşak anne babasıyla benzer değerlere sahiptir.
- Her kuşak işyerinde saygı bekler.
- Her kuşak yöneticisinin güvenilir olmasını ister.
- Hiçbir kuşak değişimden hoşlanmaz.
- İşyerinde sadakat kuşakların davranışıyla değil, işyeri koşullarıyla ilgilidir.
- Her kuşak öğrenmek ve kendini geliştirmek ister.
- Her kuşak geri bildirime aynı derecede ihtiyaç duyar.
Bence Z kuşağının en önemli özellikleri şunlardır:
- Henüz aile geçindirme sorumlulukları yoktur.
- İş beğenmeme ve iş değiştirme eğilimleri yüksektir.
- Akılları havadadır.
- Romantik ve ütopiktirler.
- Çok zamanları vardır. Evde az, dışarıda çok zaman geçirirler.
- Paraları azdır.
Ama bu özelliklerinin hepsi genç olmalarından ve içinde bulundukları hayat evrelerinden kaynaklanır. Gençler sahip oldukları düşünceleri ve ileri sürdükleri fikirleri ömür boyu korumazlar. Onların bugün söylediklerinden yola çıkarak onları dünyaya gelmiş yeni bir “insan türü” gibi değerlendirmek saçmalıktır.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- David P. Costanza and Colleagues, Generational Differences in Work-Related Attitudes: A Meta-analysis, Journal of Business and Psychology, Aralık 2012
- Jennifer J. Deal, The Myth of Generational Differences in the Workplace, AMA, Ocak 2019
- Macarena Soto Feri, Generational differences at work. Myth or reality?, Science for Work, 2014
- Bob Hoffman, Marketers And Millennials, Ad Contrarian, Ağustos 2017
- James Patterson, Is Advertising too Obsessed With Millenials?, Drum, Nisan 2016
- Temel Aksoy, Değişmeyeni Anlayabilmek, Temmuz 2018
- Temel Aksoy, Kuşakların Tüketim Davranışları Farklı mıdır?, Ekim 2016
- Temel Aksoy, Zırvalayan Pazarlamacılar, Temmuz 2018
Bir tarihçi olarak ben de Z kuşağı veya X kuşağı Y kuşağı kavramlarına çok katılmıyorum çünkü bundan 1000 sene önce de o zamanın babalarıyla çocukları arasında yetiştirilme farkları imkan farklılıkları mevcuttu onlar da bizim bugün çocuklarımızı nitelendirdiğimiz gibi Ergen ve benzeri nitelemeleri çocuklar için yapıyordu yenikuşak farklı diyordu Bu sadece bizim kısıtlı ömrümüzden sadece dedebaba ve çocuklarımızı görmemiz den kaynaklı bir nitelendirme diye düşünüyorum. Kendim de Z kuşağı tanımlanan döneme giriyorum fakat Bence babalarımızın seksenlerde yaşadıkları ve karşı çıkışları yanında bizim yaptıklarımız hiç kalıyor.
Bir Z kuşağı olarak dediklerinizin aksine aklımız havada değil geleceğimizde ev geçindirmiyoruz ancak kendi başımıza kendimizi geçindirmeye çalışıyoruz.paramız az çünkü derslerimiz ve kişisel gelişimimiz için vakit ve nakit harcıyoruz. Daha yapıcı ve olumlu yorumlarınız olmasını dilerdim, sevgilerle.
Merhaba Temel bey ,
Yazdıklarınızdan ve Z kuşağı hakkındaki makalelerdeki fikirler gençliğimizde önümüze ara,ara çıktı ,ama hayatın size verdiği dersler daha gerçekçi ona göre şekil alıyorsunuz veya uyum sağlıyorsunuz.
Yorumunuz doğru Z kuşağı söylemleri safsatadır.
Yazınıza belli bir yere kadar katılmakla beraber katılmadığım yerleri de belirtmek isterim.
Z kuşağı olarak adlandırılan kuşağa atfedilen pek çok noktanın temelde “genç kuşak”ın özellikleri olduğu yaklaşımı bence de doğru. Ancak Y kuşağının yetiştiriliş şekli ile Z kuşağının yetiştiriliş şekli takdir edersiniz ki aynı değil; dolayısıyla bu yetiştiriliş farkının iş hayatına da yansımalarının olmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Örneğin; baba figürünün yalnızca otorite olarak kabul edildiği, en son babaların duyduğu mümkünse duymadığı, kararlarına asla itiraz edilemediği bir yetiştirme ortamında büyüyen kuşaklar otomatik olarak iş hayatında üstlerine karşı da benzer bir otoriteye saygı, eleştirmeme, söyleneni yapma eğiliminde oluyorlar.
Farklı olarak babaların çocuk yetiştirmeye katılımcı, çocukla diyalog kurma konusunda dinleyici rol üstlenme profilinin artış gösterdiği Z kuşağı ve sonrasındaki kuşaklar iş hayatında fikirlerini özgürce dile getirme, hatta üstlerine karşı savunma konusunda daha özgüvenli.
Sadece bu farkın bile iş hayatında pek çok kabulün değişmesinde rol oynayacağına inanıyorum.
Saygılar,