Skip to main content

Zırvalayan Pazarlamacılar

10 Temmuz, 2018

Zırvalamak; boş ve anlamsız sözler söylemek, saçmalamak demek.

Pazarlama mesleğini icra edenler içinde sürekli boş ve anlamsız sözler söyleyen bir grup insan var. Bunlar Twitter’da, Linkedin’de; konferanslarda, iş toplantılarında sürekli saçmalıyorlar. 

Bilim alanında zırvalayana pek rastlanmaz çünkü bilimde bir fikri ileri süren insanın o fikri gerçek hayatta kanıtlaması beklenir. Bu nedenle zırvalayanlar bilim alanında barınamaz. Tıpta zırvalayanlara şarlatan denir. 

Pazarlamada zırvalayanlardan kimse hesap sormadığı için sayıları giderek artıyor. Bu durum sadece bizim ülkemizde değil, bütün dünyada böyle. 

Zırvalayanların ortak özellikleri şunlardır: 

  • Her şeyin sürekli değiştiğini ve özellikle bugünlerde çok hızlı değiştiğini söylerler. Üstelik bu değişimi toplumda kendileri gibi az sayıda insanın kavrayabildiğini, çoğunluğun bu çok önemli olguyu hiç anlayamadığını dillendirirler. Her yıl farklı kavramları gündeme getirirler. İki sene önce savundukları bir fikir bu yıl onlara modası geçmiş gelir, çabuk sıkılırlar.
  • Gelecekten söz ettikleri takdirde dikkatleri üzerlerine çekeceklerini bildiklerinden “yenilik” bu insanların olmazsa olmaz konularının başında gelir hatta içinde yenilik ve gelecek olmayan bir cümle sarf etmeleri bile mümkün değildir.
  • Sosyal medyaya aşırı meraklıdırlar. Bundan sonra alışverişin ve reklamların dijitalde olacağını düşünürler. Herkesin alışverişini internetten yaptığını sanıp aslında elektronik ticaretin toplam ticaret içinde yüzde 20’leri bile bulmadığından bihaberdirler.
  • Kendileri az televizyon izledikleri için toplumun artık televizyon izlemediğini düşünürler. Televizyona reklam veren markaların yanlış yaptığını; şirketlerin bütün kaynaklarını Facebook, Instagram, YouTube, Twitter gibi sosyal mecraya kullanması gerektiğini savunurlar. Ama gerçekte hem dünyada hem Türkiye’de insanların geçmiş yıllara kıyasla daha çok televizyon izlediğinden habersizdirler.
  • Yapay zekanın insanların hayatlarını çok kısa bir zaman içinde kökten değiştireceğini zannederler. Robotların birkaç yıl sonra herkesin işini ele geçireceğini, kitlelerin işsiz kalacağı senaryolarını dillendirirler.  Felaket tellallığı yaparak dikkatleri üzerlerine çekmek isterler.
  • Milenyum kuşağı, Z kuşağı gibi klişelerle konuşurlar. Aynı dönemde doğmuş bütün insanların benzer değerlere sahip olduklarını, benzer psikolojide olduklarını, benzer önceliklerle hareket ettiklerini, benzer tüketim davranışları sergilediklerini, benzer şekilde ilişkiler kurduklarını ve en önemlisi bu özelliklerini ömür boyu taşıyacaklarını iddia ederler. Aynı evde doğmuş ikizlerin bile davranışları birbirinden farklıyken, bütün kuşağın bireylerinin aynı tutum ve davranışta olabileceğini iddia edecek kadar toptancı bir yaklaşım içindedirler.
  • Z kuşağı insanlarının çalışma hayatında “anlam arayışı” içinde olduklarını, bu nedenle “ulvi amacı” olan şirketlerde çalışmak istediklerini söylerler. Bu kuşaktaki insanların çalışacakları şirketlerin “Daha iyi bir dünya için”, “Hayata değer katmak için”, “Güzel yarınlar için” gibi “ulvi amaçları” olmasını istediklerini ileri sürerler. Ama nedense Güney Doğu Anadolu’da yokluk içindeki  Z kuşağı hakkında hiçbir laf etmezler. Tarım işçiliği yapan Z kuşağının tarlada çalışırken ya da göçmen Z kuşağının ulvi amaç gibi düşünceyi aklından geçirip geçirmediğini hiç düşünmezler. 
  • Her ürün kategorisinin kişisel ürün ve hizmet sunması gerektiğini savunurlar. Gerçek hayatta kişiselleştirmenin  mümkün olduğu ürün gruplarında bile bu işi hakkıyla yapmanın ne kadar zor olduğu hakkında hiçbir fikirleri olmadan, istisnasız her şirketi hemen, şimdi, acilen kişiselleştirmeye yönlendirirler. Bunu yapmayan şirketlerin yok olacağını söylerler.

Zırvalayan insanın en önemli özelliği gerçeklerle hiç ilgisinin olmamasıdır. Zırvalayan insanın, söylediğinin gerçek hayatla örtüşmesi gibi bir derdi yoktur.  Harry G. Frankfurt’un dediği gibi zırvalayan insan yalancı değildir. Yalancı gerçeği bilmesine rağmen gerçeği gizleyendir. Zırvalayan ise gerçekle hiç alakası olmayandır.   

Konuyla İlgili Makale ve Linkler

  1. Bob Hoffman The Ad Contrarian Blog Spot
  2. Bob Hoffman A Certain Type Of Imbecile

Yorumlar

Comments (0)

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir