Yetenekli insanlar hepimizde hayranlık uyandırır. Sergiledikleri başarılar gözümüzü kamaştırır. Büyük bir müzisyeni dinlerken kendimizden geçeriz. Ünlü futbolcuların yaptıkları olağanüstü hareketlere şaşırıp kalırız, yetenekleri derinden etkiler bizi. Bize göre onların başarılarının nedeni yetenekleridir.
Çoğu insana göre her şeyin iyisi yetenekli insanlara verilmiş, kendilerine haksızlık yapılmıştır. Acaba bu ne kadar doğrudur? Gerçekten yetenek, insanların başarılarını tek başına açıklar mı?
İnsanın yeteneklerinin ne kadar değerli olduğunu elbette biliyorum; ama diğer taraftan emek harcanmadığı takdirde yeteneğin tek başına hiçbir işe yaramadığını da biliyorum. Yetenekli insanların yaptıkları işler dışarıdan bakanlara “çok kolaymış” gibi gelir. Sanki başardıkları her şeyi sadece Allah vergisi yetenekleri sayesinde yapıyor gibidirler.
Oysa gerçek hiç de öyle değildir.
Bir alanda başarılı olmak için sadece yetenek yetmez, aslında ondan daha önemlisi, çalışma ve sebat gerekir. İnsanın sahip olduğu yetenekle ne yaptığı, onu nasıl kullandığı önemlidir.
Başkalarından daha az çalışarak zirveye çıkan yetenekli insanlara hiç rastlamazsınız. Herkesten daha çok çalışarak da zirveye çıkmayı başaramamış yetenekli insanlar da neredeyse yok gibi. Başarının reçetesi, insanın kendisini zorlaması ve bir alanda çok iyi olma kararlılığını ve sabrını göstermesidir.
Fortune dergisi editörü Geoff Colvin’e göre yüksek performans gösteren insanların belli başlı ortak özellikleri var:
1. Yetenekli insanlar başarıya ulaşabilmek için son derece titizlikle hazırlanmış programları bilinçli bir şekilde uyguluyorlar. Yüksek performans göstermeyeceklerini bildikleri konularda gereksiz vakit kaybetmiyorlar, kendilerini iyi tanıyorlar ve sınırlarını biliyorlar.
2. Yetenekli olmalarına ve üzerine çalıştıkları konuyu çok iyi bilmelerine rağmen defalarca tekrar ediyorlar. Çok çalışıyorlar.
3. Performansları hakkında inandıkları, güvendikleri kişilerden geri bildirim alıyorlar. Bu geri bildirimlerden hareketle bir gelişme planı yapıp bunun doğrultusunda çalışıyorlar. Bunu kimsenin zorlaması olmadan yapıyorlar.
4. Performanslarını yükseltmek için kendilerini çok zorluyorlar. Bu çalışma süreci sanılanın aksine hiç de eğlenceli değil.
Diğer taraftan yetenekli insanların neden başarılı olamayabilecekleri konusunda psikolog Robert Sternberg’in ortaya koyduğu sebepler gerçek dersler içeriyor. Bunlar yetenek sahibi olmanın neden yeterli olmayacağını gösteren sebepler. Sternberg’in çalışmalarına göre,
1. Motivasyon eksikliği başarısızlık sebeplerinin başında geliyor. Yetenekli birçok insan, o yeteneği kullanma motivasyonuna sahip olmadığı için yok olup gidiyor.
2. Ani dürtüleri kontrol etme eksikliği. Psikologların deyimiyle “hazzı erteleyememe” başarının önündeki en büyük engeldir. Yarın elde edilecek başarı için bugünün hazzından vazgeçmesini bilmek gerekir.
3. Azim ve kararlılık gösterememe, küçük sorunlar karşısında yılıp hedefinden vazgeçme. Bir insan ne kadar yetenekli olursa olsun eğer kararlı değilse sadece hedefinden şaşmaz aynı zamanda da çevresinin desteğini de kaybeder.
4. Bir insanın herhangi bir alanda yetenekli olması onu her alanda yetenekli kılmaz, eğer insan alanını doğru seçmezse başarılı olamaz.
5. Düşünceleri eyleme geçirememek başarının önünde en önemli engeldir. Bilmek ya da istemek yeterli değildir. Hayata geçmeyen hiçbir düşünce insana başarı getirmez. Bazı insanlar durmadan hedeflerinden, planlarından, tutkularından bahsedip dururlar. Konuşup anlatmakla tatmin olup söylediklerini hayata geçirecek enerjiyi bulamazlar. Davranmadan başarılı olmak mümkün değildir.
6. Başladığı işi yarım bırakmak çoğumuzun yaptığı bir hatadır. İster yılgınlıktan ister heves kaybından olsun başladığı işi sürdüremeyen o kadar çok insan var ki. Oysa sıradan yeteneklere sahip insanların çoğu sadece başladıklarını bitirme kararlılığını gösterdikleri için başarılı olurlar. Yetenekli insanların en büyük düşmanı da sebatsızlıklarıdır. Sebat edememe, başarısız olmanın en kestirme yoludur. İnsan ne kadar yetenekli olursa olsun eğer başladığı işi tamamlayamıyorsa başarılı olamaz.
7. Başarısızlık korkusu ve özgüven eksikliği başarının önündeki en önemli engellerden biridir. Bu korku, kendisini kanıtlayan bir kehanet gibidir. İnsan bu korkuyu üzerinden atamayıp başarısız olacağına inanırsa ne kadar yetenekli olursa olsun başarısız olur. Kehanet kendini haklı çıkarır.
8. Çok dağılmak, yapabileceğinden daha fazla işin altına girmek başarısızlık getirir. Bir koltukta çok karpuz taşımak başarmaya engeldir. Birden çok işi aynı anda yapmanın bir sınırı vardır, bu sınırı aşınca başarısızlık kesinleşir.
9. Kendi kaderini başkalarının eline bırakmak da başarısızlığa giden yollardan biridir. Elbette hepimiz birilerine bağımlıyız tıpkı başkalarının da bize olduğu gibi. Kimsenin yüzde yüz bağımsız bir hayatı yoktur. Elbette takım halinde çalışmayı bilmek ve başkalarıyla yardımlaşmak bu çağın gereklerinden biridir ama başkalarının onayı, desteği olmadan iş yapamamak, tek başına hareket edememek en yetenekli insanları bile başarısızlığa uğratır.
10. Kendine aşırı güvenmek de başarısızlığın çok temel sebeplerinin başında gelir. Kendisine fazla güvenen insanlar her şeyi bildiklerini zannederek işlerin gerektirdiği emeği ve özeni göstermeden iş yapmaya kalktıklarında başarısız olurlar. Nasıl kendine güvenmemek bir zafiyetse kendine aşırı güvenmek de öyledir.
Hiç kuşkusuz doğa insana eşit davranmıyor. Şarkı söylerken beni büyüleyen sanatçıları dinlerken fark ediyorum ben bu eşitsizliği. Keza, olağanüstü yetenekli futbolcuları izlerken görüyorum.
Ama aynı zamanda bu insanların bütün ömürleri boyunca inanılmaz derecede çok çalıştıklarını, yaptıkları işe emek verdiklerini de biliyorum.
Doğa bize eşit davranmıyor; ama hepimizin kendi lehine kullanacağı bir özgür iradesi var. Eğer istersek bir alanda yoğunlaşıp çok çalışıp başarılı olabiliriz.
Ben başarının yetenekten daha çok istikrarlı çalışmaya bağlı olduğuna inanıyorum. Özgür irademizle yapacağımız seçimin başarı ihtimalini artıracağına inanıyorum.
Başarılı insanların ortak noktalarına baktığımda yeteneklerinden çok kararlılıklarını görüyorum.
Yetenekler insanlar arasında eşitsizlik yaratıyor; ama bunun karşısında özgür irademiz adaleti simgeliyor.
Ben sahip olduğumuz özgür irade sayesinde bu eşitsizliğin üstesinden gelebileceğimize inanıyorum.
Bu özgür iradenin en özel yeteneklerden bile daha değerli olduğuna inanıyorum.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Gerald Edalman “Bilincin Evrimi ve Nöral Darwincilik, Bilincimizin Ne Kadar Bilincindeyiz?”, Bilim ve Gelecek - e dergi
- Leveragingdifference.com, The Drive Towards Oneness, August 24th, 2011
- Geoff Colvin videos, Talent is Overrated, Mart 2009
- Geoff Colvin videos, Talent is Overrated, Part 1, Mart 2009
- Robert Sternberg, “Why Intelligent People Fail”
- Carol Dweck, “Mindset: The New Psychology of Success”, video, 24 mayıs 2010
- Elizabeth G. Chambers, Mark Foulon, Helen Handfield-Jones, Steven M. Hankin, and Edward G. Michaels III, "The War for Talent," The McKinsey Quarterly, 1998
- Matthew Guthridge, Asmus B. Komm, and Emily Lawson “The People Problem inTalent Management”, Mckinsey Quarterly
- Emily Lawson, Jens Mueller-Oerlinghausen, and Julie A. Shearn, "A Dearth of HR Talent," The McKinsey Quarterly
- Richard St. John's 8 secrets of success, TED Lectures
- Richard St. John's (Richard St. John is a success expert)
- Richard St. John's blog
öncelikle yazılarınla bize önümüzde uzanan yolu gösterdiğin için teşekkür ederim, zira bazen tecrübesizlikten bazende fazla hızlı yaşıyor olmaktan ötürü başımızı kaldırıp geleceğe bakmayı unutabiliyoruz. Tabi böyle oluncada senin gibi insanların bizi sözleri, yazıları ya da davranışlarıyla sarsması ve kendine getirmesi gerekiyor, ben şahsım adına bu üç unsurdan da faydalanma şansına sahibim. Şunu sormak isterim aslında yazıyla ilgili olarak, doğru seçimler yaparak yeteneklerimizi keşfetmekde bir yetenek sayılabilir mi yoksa bu şans dediğimiz olayın devreye girdiği an mıdır? Bununla birlikte özgür irademizle yapacağımız seçimlerde başarılı bir karar verebilmek için kendimizi nasıl geliştirebiliriz? sevgi ve saygılarımla…
Sevgili Deniz,
Doğru seçimler yapıp yeteneklerimizi keşfetmek bir farkındalık ve akıl gösterisi bence. Bu aklı hepimiz gösterebiliriz ve ben bunu çok adil buluyorum. Benim de söylemek istediğim bunun kesinlikle geliştirebileceğimiz bir özellik olduğu.
Teşekkür ederim.
Temel
blog’larının sürekli takipçisiyim. her blog’unu keyifle okuyor ve yalın enstitü websitesinde müsadenle yayınlıyoruz. bugünkü yazını da çok değerli buldum. konuyu ele alış biçimin ve iki sayfada özetlemen; referans olarak kullandığın yazarlar, onların kitapları veya eserleri hakikaten çok yerinde. tesadüfen önemli bir kısmını yakından biliyorum. çünkü biz de konuları çok yakından takip ediyoruz. uzmanlığın ülkede çok yüzeysel olarak ele alındığı iş ortamında, öğrenmenin fizyolojisi ile ilgilenmen; uzmanlığın derin pratik ile o da 10.000 saat gibi bir zamandan sonra ancak oluştuğunu belirtmen, beni hakikaten hem şaşırtıyor hem de mutlu ediyor. blog yazmaya devam etmeni temenni ediyor; tüm iş aleminin senin bloglarını okumasını hararetle herkese her kesime öneriyorum.
yalçın ipbüken, yalın enstitü derneği başkanı
Olası başarısızlık nedenlerini görünce yakında izlediğim bir konuşmayı hatırladım. "Şimdiki Ben" ile "Gelecekteki Ben" arasındaki ilişkiyi yönetmek ve ideal denge noktasını bulmakla ilgili.
http://www.youtube.com/watch?v=t1Z_oufuQg4
İnsanın öz-bilinci (muhtemelen iradesi de) hep kendi "şimdi"sinde var olma eğiliminde. Tüm deneyimlere hemen o anda eşlik etmek zorundadır çünkü. Geleceği yeterince düşünmemek bundan kaynaklanıyor olsa gerek.
Temel bey,
YAzınızın başlığı beni tuttu, yakaladı. Fevalade buldum ne diyeyim. Özgür irademiz ve bir duruşumuz olmalı, adam olmak için. Çok beğendim, teşekkürler,