İnsanların ihtiyaçlarını anlamak, bir markanın insanlara ne vaat edeceğini berraklaştırır.
Nic Hall’e göre bütün insanlar, dünyanın neresinde, nasıl bir toplumda yaşarlarsa yaşasınlar 15 temel ihtiyaca sahiptirler. Bu ihtiyaçlar,
1)Liderlik, 2)Ait olma, 3)Bireysellik, 4)Güvenlik, 5)Uyum, 6)Geleneksellik, 7)Kontrol, 8)Eğlence, 9)Kendini ödüllendirme/şımartma, 10)Öğrenme, 11)Çekici olma, 12)Özgürlük, 13)Ruhsal, zihinsel ve fiziksel denge, 14)Sevgi verme ve alma, 15)Saygı görme ve duyma ihtiyaçlarıdır.
Motivasyonlarımızı birçok bilim adamı farklı şekillerde gruplama yoluna gitti. Örneğin Percy & Rossiter‘a göre insanların sekiz temel motivasyonu vardır. Bu motivasyonları da iki ayrı grupta toplarlar. İlk grup, bir problemden kurtulma motivasyonları; ikinci grup ise kendini ödüllendirme motivasyonlarıdır.
Richard Maddock ve Richard Fulton, insan motivasyonlarını beş grupta tarif ettiler.
1.Yönelme (orientation) motivasyonu- Her birimiz kendi dışımızdaki dünyayla anlamlı ilişkiler kurabilmek için İnsana, Mekana, Zamana ve Koşullara yönelir, uyum sağlarız.
Bunlar dikkatimizi yoğunlaştırdığımız alanlardır. Bu motivasyonlar ilk insandan bugüne bizim günlük hayatımızı sürdürürken en öncelikli konularımızdır. Hepimizin hayatında öncelikli insanlar vardır. Hepimiz birisini (birilerini) etkilemek için yani onlara yönelik yaşarız. Benzer şekilde mekan ve koşullar da hayatımızın vazgeçilmez motivasyonları arasından en ön sırada yer alır. Moda, kozmetik ve eğlence sektöründeki satın alma davranışımızın önemli bir bölümü bu motivasyon etrafında gerçekleşir. Neredeyse hayatımızdaki her ürün kategorisi şu ya da bu şekilde yönelme motivasyonuyla ilişkilidir.
2.Hayata tutunma (survival) motivasyonu- Her birimiz Ruhsal, Fiziksel, Alansal ve Cinsel motivasyonlara sahibiz.
En temel ruhsal ihtiyaçlarımız, kendimize saygı, özgüven ve başkaları tarafından nasıl algılandığımızdır.
Alansal motivasyonumuz ise hayvanlarla ortak olan motivasyonlarımızdan biridir. Hepimiz hakimiyet bölgemizi işaretlemek isteriz. Evde herkesin oturduğu koltuğu, sandalyeyi belirlemesi ya da kendi bildiğimiz konu hakkında kimseyi konuşturmamamızın kökeninde alansal motivasyon vardır.
3.Uyum (adaptation) motivasyonu- İçinde yaşadığımız sosyal gruba, iklime, kültüre, çevreye uyum gösterme, ait olma motivasyonudur.
4.Umut (expectation) motivasyonu- Gelecekle ilgili umudumuz bizi hayata bağlar. Uyum motivasyonu bizi nasıl ‘şimdiki ana’ bağlıyorsa umutlarımız da bizi ‘geleceğe’ bağlar ve hayata tutunma gücü verir.
5.Oyun (play) motivasyonu- Yaşamın yükleriyle, gerginlikleriyle başa çıkmamızı kolaylaştıran motivasyondur. Oyun oynayarak aslında çok ‘ciddi’ bir iş gerçekleştiririz: bir sonraki adımda yaşayacağımız zorluklar öncesi kendimizi fiziken ve ruhen yenileriz. Aynı zamanda da yaratıcılığımızı geliştiririz.
Maslow’un insan ihtiyaçlarına (ve motivasyonlarına) yaklaşım, insanın karmaşık yapısını aşırı basit bir şekilde ele alan bir teoridir. Maslow’dan sonra bu alana katkı yapan birçok yazar ve düşünür daha değerli katkılar yaptılar. Bence her birinden öğreneceklerimiz var.
Bir markayı yönetirken, söz konusu ürünün hangi motivasyonlara dokunduğunu bilmek çok önemlidir. Mesela dantel ören bir kadın, sadece vakit geçirmek, faydalı bir şeyler yapmak, kendisinin ne kadar zevkli ve becerikli olduğunu kanıtlamak için değil aynı zamanda ruhunu tatmin etmek ve alansal hakimiyetini kanıtlamak için dantel örer. Dantel örmenin ardındaki motivasyonları bilerek pazarlama yapmakla bunları bilmeden pazarlama yapmak arasında büyük farklar vardır.
İnsanların motivasyonlarını bilmek, marka vaadini açık ve net bir şekilde ifade etmenin ön koşuludur. Bana göre, insanların motivasyonlarını bilmeden yapılan pazarlama ve marka yönetimi çabaları yüzeysel kalma riskini taşır. Marka yönetmenin birinci koşulu, insanların neyi neden yaptıklarını anlamaktır.
Bu konuyla ilgili aşağıdaki kitapları öneririm:
Bu yazıyla ilgili olarak aşağıdaki makaleleri ve linkleri öneririm :
1. Yoshio Kondo :
http://www.asq.org/about-asq/who-we-are/bio_kondo.html
2. Yoshio Kondo, “Human Motivation: A Key Factor for Management”, Journal of the Operational Research Society, 1995 :
http://www.palgrave-journals.com/jors/journal/v46/n7/abs/jors1995125a.html
3. Soper, B., Milford, G., & Rosenthal, G. “Belief when evidence does not support theory.” Psychology & Marketing, 1995:
http://www3.interscience.wiley.com/journal/112782943/abstract
4. Nic Hall, “A Journey to the Center of the World, an understanding consumer’s universal needs”, Esomar Publications, 2004:
http://www.esomar.org/web/publication/paper.php?page=1&id=720&author=302
5. Nic Hall, Gilbert K.W. Lee, “Does your brand hit the consumers’ hot buttons?”, Esomar Publications, 2004:
http://www.esomar.org/web/publication/paper.php?id=704
6. TNS-Research International Needscope Sstudy :
http://www.tns-ri.co.uk/what-we-do/brand-communications_segmentation-and-positioning_NeedScope.aspx
7. John R. Rossiter, Robert J.Donovan, Sandra C.Jones, “Applying the Rossiter-Percy Model to Social Marketing Communications”, 2000 :
http://smib.vuw.ac.nz:8081/www/ANZMAC2000/CDsite/papers/qr/Rossite1.PDF
8. John R. Rossiter, “Model: Brand Attitude Strategy Quadrants” :
www.eurib.org/Rossiter_Percy-_Brand_attitude_strategy_quadrants_model-EN.pdf
9. John R. Rossiter, Larry Percy, “Emotions and Motivation in Advertising”, in Advances in Consumer Research, Volume 18, Association for Consumer Research, Pages: 100-110., 1991 :
http://www.acrwebsite.org/volumes/display.asp?id=7146
10. Rossiter and Percy’s (1987) Eight Purchase Motives :
Cok dogru biz yazi.
“Guclu sirketiz, her sektore girer her isi yapariz” dusuncesi son krizle birlikte tarih oldu bence.
Sadece markalari yonetirken degil, is yapis sekilleri ve kulturleri bakimindan da kendi ana kimligine uygun olmayan isleri yapmaya devam etmek de sirketleri basarisizliga goturecektir.
Bunyesinde hem otomotiv distributorlugu hem de otelcilik barindiran bir sirket bu iki sektore de ayni aciyla yaklasirsa ve/ya yonetimini ayni yaklasimla surdururse birinde mutlaka basarisiz olacaktir.
Musterilerin davranislarini daha iyi analiz edebilmek icin arastirmacilar artik onlarin beyin dalgalarini inceliyorlar ve pazarlama politiklarainin bu dogrultuda olusturulmasi konusunda yonlendirmede bulunuyorlar.
Ozellikle cok uluslu firmalar bizzat musteri olup pazarda o sekilde hareket ediyorlar.