Mükemmel Bir İş Ortamı Yaratmak Zor Değil
İyi bir iş ortamı yaratmak için, yurtdışındaki büyük teknoloji şirketlerinin ya da kurumsal başarı öykülerinin birebir kopyalanmasına gerek yok. Herkesin eğlenerek çalıştığı, toplantıların doğada yapıldığı, ofislerin oyun alanına benzediği, herkesin birbirine neşeyle yaklaştığı örnekler oldukça nadirdir. Bu tür hikâyeler, daha çok “çalışan cenneti” efsaneleridir.
Oysa gerçekten iyi bir iş ortamı yaratmak için ihtiyacımız olan şey, çalışanlara odaklanan bir zihniyettir. Rob Goffee ve Gareth Jones’un araştırmaları da bunu gösteriyor. Dünyanın dört bir yanındaki çalışanların hayalini kurduğu işyeri için altı basit ama etkili kural yeterlidir. Üstelik bu kurallar, büyük yatırımlar ya da olağanüstü bütçeler gerektirmez. Bu kuralları benimseyen her lider, iyi bir işyeri yaratabilir.

1. Gereksiz kurallarla değil, sağduyuyla yönetilen ortamlar
Sanayi devrimi, işi bilenin bilmeyene gösterdiği, ustaların kalfaları denetlediği bir döneme aitti. Üretim verimliliği, sıkı kurallarla ve denetimle sağlanırdı. Katı kurallar koymak, işin verimi için şarttı.
Ama bugün durum farklı. Bir bilgisayar programcısının ya da bir tasarımcının yaptığı işi, onun yöneticisi ancak iş bittikten sonra görür. Artık kimse kimsenin başında durarak verim sağlayamıyor. Çalışanlar gönüllü olarak işin sorumluluğunu üstlenmedikçe, şirketler değer üretemiyor.
Bu nedenle bugünün işyerlerinde kural koymanın amacı kontrol değil, ortak anlayış yaratmak olmalıdır. Kurallar sade, az sayıda ve herkes için geçerli olmalı. Gerçekten bir amaca hizmet etmeyen kuralların, artık şirkette yeri olmamalı.
İyi bir işyeri yaratmanın ilk adımı, anlamını yitirmiş kurallardan kurtulmak ve zamanın ruhuna uygun hareket etmektir.
2. Bilginin özgürce paylaşıldığı ortamlar
Eskiden bilgi kıt ve değerliydi. Sahip olan, güce de sahip olurdu. Bugün bilgi çok ve ulaşılması kolay. Artık asıl mesele, bilgiyle ne yapıldığıdır. Hangi bilginin işe yarar olduğunu seçmek, onu içgörüye ve eyleme dönüştürmek daha değerlidir.
Buna rağmen hâlâ bazı şirketlerde bilgi saklanır. Bilgi karar alma süreçlerinde belirli kişilerin elinde kalır. Oysa hayatın bu kadar hızlandığı bir dünyada, bilgiye ulaşamayan her çalışan risk yaratır.
Şeffaf bilgi akışı, yalnızca güven ortamı yaratmaz; aynı zamanda hata payını da azaltır, karar alma süreçlerini hızlandırır. Bilgiye erişimin engellendiği yerlerde adaletsizlik artar, çalışanlar pasifleşir, sistem hantallaşır.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın ikinci adımı, bilgiye erişimin herkes için eşit olduğu şeffaf bir ortam kurmaktır.
3. Gelişimin desteklendiği ortamlar
Tarım toplumunda birkaç temel beceriyle bir ömür boyunca üretim yapıp, değer yaratmak mümkündü. Sanayi çağında uzmanlaşmak yeterliydi. Ama artık bir insanın sadece bir alanda bilgi sahibi olması yetmiyor. Hem derinleşmek hem de genişlemek gerekiyor. Bazıları buna “T-tipi insan” diyor. Mesele, hem dikey uzmanlığa hem yatay meraka sahip olmak.
Bugün çalışanlar sadece yaptıkları işi iyi yapmak istemiyor. Aynı zamanda yeni şeyler öğrenmek, kişisel olarak gelişmek, kendilerine yatırım yapmak istiyorlar. Hatta bazen işyerinde kullanmayacakları bilgileri bile edinmek istiyorlar. Çünkü bu gelişim, onları hayatta bir adım ileri taşıyor.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın üçüncü adımı, çalışanların gelişimini desteklemektir. İnsanlar, kendilerini geliştirdikleri yere bağlanır.
4. Oldukları gibi kabul edildikleri ortamlar
İnsanlar yalnızca yaptıkları işle değil, kim olduklarıyla da var olmak isterler. Kimse, çalıştığı yerde farklılıklarını saklamak zorunda kalmak istemez. İnancı, dili, cinsiyeti, yaşam tarzı ne olursa olsun, herkes olduğu gibi kabul görmek ister.
İşyerinde “Evde kim isem, burada da oyum” diyebilen, kendini baskı altında hissetmeyen, duygularını ve kişiliğini özgürce ortaya koyabilen insanlar daha üretken olurlar. Bu çeşitlilik, yalnızca daha mutlu bireyler yaratmaz; aynı zamanda şirketin yaratıcılık kapasitesini de artırır.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın dördüncü adımı, insanlara kendileri olma özgürlüğünü tanımaktır. Kendisi gibi olabilen insan, işine daha çok bağlanır.

5. Anlam bulunan ortamlar
Şirketlerin varlık nedeni, sadece kâr elde etmek değildir. Şirketler, insanlara bir fayda sundukları için vardırlar. Müşteri, bu faydaya erişebilmek için ödeme yapar.
Bir lider, çalışanlara bu amacı, bu faydayı anlatabildiğinde; yapılan iş daha anlamlı hâle gelir. İnsanlar yalnızca maaş için değil, bir değerin parçası olmak için çalışmak isterler. Para önemlidir ama yeterli değildir. İnsan, yaptığı işin başkalarına fayda sağladığını hissettiğinde, daha anlamlı bir hayat yaşar.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın beşinci adımı, insanlara yaptıkları işte anlam bulacakları bir ortam sunmaktır.
6. Gurur duyulan işler yapılan ortamlar
İnsanlar sadece kendi başarılarıyla değil, ait oldukları kurumun başarısıyla da gurur duymak isterler. Bir takımın parçası olmak, başarıyı birlikte kutlamak, insanın iç motivasyonunu besler.
Bir çalışanın, “Bunu biz yaptık” diyebilmesi, o şirkete aidiyetini güçlendirir. Gurur duyulan işler, sadece maddi karşılık değil, duygusal bağ da yaratır. Gerçek liderler, çalışanlarına bu hissi yaşatmayı bilir. İnsanların yaptığı işle gurur duyması, onların şirkete bağlılık duymasının en önemli unsurudur.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın altıncı adımı, insanlara yaptıkları işten gurur duyacakları bir ortam sunmaktır.
Mükemmel İşyerleri Zihniyetten Doğar
Tüm bu altı kuralın ortak noktası şudur: Hiçbiri dev bütçeler gerektirmez. Hiçbiri mucizevi sistemler kurmayı şart koşmaz. Sadece zamanın ruhunu anlamayı ve insanları neyin motive ettiğini görmeyi gerektirir.
Bugünün iş dünyasında mükemmel bir işyeri yaratmak için sadece teknolojiye değil, insanlara yatırım yapmak gerekir. Gerçekten dinleyen, değer veren, destekleyen liderler; ilham veren iş ortamlarını inşa edebilirler.
Ve bu ortamlar, çalışanların yalnızca zamanlarını değil, gönüllerini de verecekleri yerler olur.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Rob Goffee and Gareth Jones, “Why Should Anyone Be Led By You?”, Video
- Rob Goffee and Gareth Jones, “Managing Authenticity”
- Rob Goffee and Gareth Jones, “Creating the Best Workplace on Earth”
- Mike Brown, “7 Keys to Creating an Innovative Workplace Culture”
- “Intelligent Design: Inside Creative Workspaces”
- Vitaly Friedman, “Creative Workplaces”
- “Does Your Workplace Affect Creativity? Mostly No”













Kaleminize sağlık.
teşekkürler.
Faydalı ve keyifli bit yazı, teşekkürler
Temel bey
Çağdaş dünyada çalışma şartları çalışanları bir bütün olarak kabul ederek onların kedi yeteneklerini kendilerinin keşfetmesine olanak sağlamak kendilerini daha özgür daha rahat bir ortamda tenkid edilmeden isbat ektmelerine olanak sağlanırsa mümkün olabilir. Yazınıza katılıyorum. Fakat şunuda belirtmeden geçemem. Ülkemizde böyle kaç iş yeri vardır bir .iki yada on mu. Malesef çalışanlar bütün iş kollarında patron baskısı altında ve sağlam olmayan bir iş garantisi olmadan çalışmatadırlar
Yaziyi çok begendim.
Gerçekten bu kurallarla ilerlerse bir yönetim kurulu görev yapan personellere de yönetim kuruluna da çok faydası olabilir.
[…] Aksoy üstadımızın “Mükemmel Bir İşyeri Yaratmanın 6 Kuralı” adlı makalesinde ( makeleyi okumak için) aktardığı bu ilkelerin maddi değil manevi ilkeler çerçevesinde bir anlayış ortaya koyması […]
Kesinlikle super
Temel Bey Merhaba,
Bugün işe gelirken, son 2-3 yıldır düşen verimsizliğimi düşünürken. Çalışanları 2’ye ayırdım. İşi ile aşk evliliği yada işi ile mantık evliliği yapanlar. Herkez aşık olabileceği bir iş ister. Benimkisi de aşk ile başladı. Uzun süre aşk ile devam etti. Aşk’ın meyveleri birde çocuklar olmalı değil mi? Her çocuk mutlulukla girdi hayatımıza. Sonra çocukları verdiler kucağımıza, bak dediler. Ben dedim; “bu kadar çocuğa nasıl bakarım tek başıma!” Senin çocukların değil mi, bakacaksın dediler. Biri düşer, diğeri altını ıslatır ağlar. Sonuç olarak sen bakacaksın, bakıcıya verecek paramız yok derler. Bu kadar yorgunluğun üstüne çocukların baba der, bütün yorgunluğunu unutursun. İşi unutur, çocuklarınla ilgilenmeye başlarsın. Bu sefer işin kızar. “Beni ihmal etme! , beni seviyormusun?” Aşk artık “Soğuk havada ihtiyac olduğun ateş için elinde kalmış bir kıvılcım tanesi gibidir. Rüzgarda sönecek, üflesen alevlenecek.”
Sözün kısacası mantık evliliği yapmak daha hayırlı gibi. Mantık evliliği kaşa göze bakmaz, daha çok maddiyattır öne çıkan. İlişkiyide yürütmekte zor değildir. Canım,cicim der, hoş tutarsın gönlünü. 🙂 Tek korkusu bu ilişkinin ayrılmak isterse senden, bitmemiş olacağından taksitlerin.
Mükemmel iş yeri yazınızıda okuyunca, yeniden aşık olmak istedim…
Temel bey,insana kendini Amerikayı keşfedecekmiş gibi hissettiriyorsunuz.Teşekkür ederim .
Merhaba Temel Bey
Artık salı günleri benim için çok daha anlamlı, sabah ilk iş yazınızı bir solukta keyifle okumak. Sonra çalışma arkadaşlarım ve üst yöneticilerimle paylaşmak. Çünkü her yazıda gerek çalıştığım şirket, gerekse özel hayatta liderlik ve kişisel gelişim için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin net ipuçlarını yakalamış olmanın hazzını duyabiliyorum.
Ellerinize sağlık !
Saygılarımla.