İyi bir iş ortamı yaratmak için, Google ya da Facebook gibi birkaç teknoloji şirketinde uygulanan yöntemleri hayata geçirmek gerekmez. Rahat, keyifli hatta eğlenceli ve bütün çalışanların birbirleriyle neşeli ilişkiler içinde olduğu şirketler yok denecek kadar azdır. Bunlar işyeri efsaneleridir. (İşyeri Efsaneleri)
Mükemmel bir iş ortamı yaratmak için, her şeyden önce, çalışanlara odaklanan bir anlayışa sahip olmak gerekir. Rob Goffee ve Gareth Jones’un da araştırmalarıyla ortaya koydukları gibi, dünyanın her yerinde her çalışanın hayal ettiği gibi bir işyeri yaratmanın 6 altın kuralı vardır. Üstelik bu kuralları hayata geçirmek için büyük bir yatırım yapmaya ya da çok fazla maddi kaynak ayırmaya da ihtiyaç yoktur. Arzu eden her lider, bu kuralları uygulayarak, mükemmel bir işyeri yaratabilir:
1- İnsanlar, gereksiz kurallarla baskı altında tutulmadıkları ortamlarda mutlu olurlar.
Sanayi dönemi, fabrikalarda işçilerin her an sıkı bir kontrol altında çalışmaları gereken bir dönemdi. Değer üretmenin yolu verimlilikten geçiyordu; verimlilik ise o işi daha önce yapmış olan insanların işi, yeni gelenlere öğretmeleri ve onları kontrol etmeleriyle sağlanıyordu. İşçiler, ustalar, usta başları, müdürler… birbirlerine kontrol düzeniyle bağlıydılar. Sanayi dönemindeki üretim biçiminde kontrol, olmazsa olmazdı.
Fakat bugün pek çok yönetici, kendisine bağlı çalışanların yaptıkları işi kontrol edecek bilgiye sahip değildir. Bir bilgisayar programcısının ya da bir web tasarımcısısın yöneticisi, yapılan işi, yapılırken değil, ancak iş bittikten sonra kontrol etme imkanına sahiptir.
Bu nedenle, içinde yaşadığımız dönemde insanların başında durarak, onları verimli kılmaya zorlamak anlamsızdır; böyle bir kontrol anlayışı artık geçerliliğini yitirmiştir. Bu dönem, insanların kendi istekleriyle bir işe talip oldukları, yaptıkları işin hesabını gönüllü olarak verdikleri bir dönem. Bu dönemde kimsenin kimseye zorla bir iş yaptırması ve o işten verim alması mümkün değil.
Bugünün işyerlerinde kurallar, az sayıda, yalın ve herkes için geçerli olan, gerçekten bir amaca hizmet eden kurallar olmalıdır. Kural koymaktaki amaç, yasaklamak ve kontrol etmek değil, ortak bir anlayış geliştirmek olmalıdır.
Mükemmel bir şirket olmanın ilk adımı, eski döneme ait, anlamsız kurallardan kurtulmak ve zamanın ruhuna uygun davranmaktır.
2- İnsanlar, ihtiyaç duydukları bilgiye serbestçe eriştikleri ortamlarda mutlu olurlar.
Eskiden bilgi az ve kıymetliydi. Bilgiye sahip olmak, güce sahip olmak demekti. Şimdi bilgi çok bol hatta fazla. Önemli olan bu bilgileri tasnif etmek, işe yarayanları ayırıp, bunlardan bir içgörü çıkarmak ve bunu şirketin yararına bir eyleme dönüştürebilmek. Herkesin her türlü bilgiyi edinebildiği, internet sayesinde istediği bütün bilgiye anında ulaşabildiği bir dönemde, şirketin içindeki bilgiyi birkaç kişinin elinde tutmak ve bundan bir güç devşirmeye çalışmak, eskiye ait, köhne bir anlayıştır.
Hayatın inanılmaz derecede hızlandığı, geciken bir kararın büyük kayıplara yol açtığı bir dünyada, her çalışanın zamanında ve doğru karar alması için, kendisine gerekli olan bilgiye her an ulaşması gerekir. Bilginin her çalışanla paylaşıldığı ortamlarda kimse bilgiyi bir güç kaynağı olarak kendi lehine kullanma ayrıcalığına sahip olamaz. Bilginin herkese açık olduğu ortamlar şeffaf olur ve güven yaratır.
Aksine bilginin saklandığı ortamlar ise, adaletsizliğe ve yanlışlara zemin hazırlar. Böyle ortamlarda bilgi, bir öğrenme ve karar alma aracı değil, bir çıkar ve tehdit unsuru olarak kullanılır. Bu anlayış, çalışanların ilişkilerini zedeler; şirketin ilerlemesini yavaşlatır ve şirketi rekabetin gerisine düşürür.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın ikinci kuralı, işyerinde açıklık ve şeffaflık kültürünü hâkim kılmaktır. İnsanlar, ihtiyaç duydukları bilgilere, zahmetsizce ulaştıkları ortamlarda çalışmak isterler, böyle ortamlarda mutlu olurlar.
3- Çalışanlar kendilerini geliştirebildikleri ortamlarda mutlu olurlar.
Tarım toplumunda insanlar, anne babalarından öğrendikleri birkaç bilgi sayesinde bir ömür geçirebilecek bir donanıma sahip oluyorlardı. Sanayi döneminde ise, çalışanların bir alanda uzman olması yeterli oluyordu. Hem tarım toplumlarında hem sanayi toplumlarında insanlar tek bir iş yapıp emekli oluyorlardı. Fakat, içinde yaşadığımız dönemde, daha üniversiteden mezun olan insanların bile, kendilerini birçok farklı alanda geliştirmeleri gerekiyor. Artık herkesin, hem bir alanda uzmanlaşması hem de pek çok farklı alanda bilgi sahibi olması gerekiyor. (Bazıları I Tipi, Bazıları T ,Tipi, Sizin Tipiniz Hangisi?)
Bugün hemen her şirket, çalışanların yaptıkları işleri daha iyi yapmaları için onlara eğitim veriyor. Oysa çalışanlar, bu eğitimlerin yanı sıra, kendilerini geliştirecekleri eğitimler almak istiyorlar. Çalıştıkları işyerlerinde hiç kullanmayacak bile olsalar, kendilerini geliştirecek eğitimler talep ediyorlar. Çalışanların bugünün şirketlerinden beklentileri, kendilerini geliştirebilmeleri için şirketlerin onlara destek olmasıdır.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın üçüncü adımı, çalışanların gelişimine yatırım yapmaktır. İnsanlar hangi ortamda bilgilerini artırıp ilerlediklerini düşünürlerse, hangi ortamlarda kendilerini geliştirdiklerini düşünürlerse, o ortama bağlanırlar.
4-İnsanlar, kabul gördükleri ortamlarda mutlu olurlar.
İnsanlar, başkalarının istediği gibi değil, kendileri gibi olmak ve bu şekilde kabul görmek isterler. İnsanlar hangi din, mezhep, dil, ırk, cinsiyete ait olurlarsa olsunlar; hangi hayat tarzını benimserlerse benimsesinler, oldukları gibi kabul edilmek isterler. İnsanlar, önyargısız kabul gördükleri yerde yaşamak, çalışmak ve üretmek isterler. Kendilerini rahatlıkla ifade ettikleri ortamlarda performansları artar, başarılı olurlar.
“Evde ya da arkadaşlarımla neysem, işte de oyum” diyebilen; çalıştığı ortamda kendini saklamak zorunda hissetmeyen; kendi farklılığını ve duygularını ortaya koyma özgürlüğü bulan insanlar, çalıştıkları işyerlerine kendilerini adarlar.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın dördüncü adımı, insanlara “kendileri olma” özgürlüğünü tanımaktır. Bunu yapan şirketler, yaratıcı yetenekleri kendilerine çeker ve inovasyon için şart olan insan çeşitliliğine kavuşurlar.
5-İnsanlar, anlam buldukları ortamlarda mutlu olurlar.
Her şirketin sağladığı fayda, aslında o şirketin varoluş nedenidir. Bu açıdan bakıldığında, aslında her şirketin esas amacı, sahiplerine para kazandırmaktan çok, insanlara fayda sağlamaktır. Müşteriler şirketlere, bu faydaya sahip olmak için para verirler.
Eğer bir lider, şirketin varoluş amacı olan “faydayı” üretmenin, hem kendisinin hem bütün çalışanların ortak misyonu olduğunu iyi anlatabilirse, bu misyonu herkesin sahiplenmesini sağlarsa, yapılan iş, başta çalışanlar olmak üzere bütün paydaşlarının gözünde çok daha anlamlı bir seviyeye çıkar. Çünkü, insanlara fayda üretmek, sahiplere para kazandırmaktan daha anlamlıdır.
İnsanlar yaptıkları işin karşılığında hakkettikleri parayı almak isterler elbette ama insanlar sadece para kazanarak doyuma ulaşmazlar. İnsanlar paranın yanı sıra, işe yaramak ve başka insanlara faydalı olmak isterler. Yaptıkları işte, böyle anlam bulurlar
Mükemmel bir işyeri yaratmanın beşinci adımı, çalışanların anlam bulacakları bir iş ortamı yaratmaktır. İnsanlar, anlam buldukları işe kendilerini adarlar. Sadece zamanlarını değil, işe ruhlarını da katarlar.
6-İnsanlar, yaptıklarından gurur duydukları ortamlarda mutlu olurlar.
Herkesin yaptığı işte kendi katkısını görebilmesi, elde edilen başarıdan kendine pay çıkartabilmesi ve bununla gurur duyabilmesi gerekir.
İnsanlar sadece özel hayatlarındaki başarılarından değil, çalıştıkları şirketin başarısından da kendilerine pay çıkarıp, gurur duymak isterler. En başarılı şirketlerin, aynı zamanda en çok çalışılmak istenen şirketler olması bu nedenledir. İnsanlar başarıyı paylaşmak, başarılı işleri yapan bir takımın parçası olmak isterler. İnsanlar, kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası olmak isterler.
Gerçek liderler, çalışanların yaptıklarıyla gurur duyacakları bir iş ortamı yaratmakta zorlanmazlar. Bu liderler, bir işyerinde insanları birbirlerine bağlayan değerleri ve işyerinin misyonunu herkesin sahiplenmesini sağlayarak, herkesin gurur duyacağı işler yapmasına imkan yaratırlar.
Mükemmel bir işyeri yaratmanın altıncı adımı, insanların yaptıkları işten gurur duymalarını sağlamaktır. (Gurur Duyulacak İşler Yapmak Para Kazanmaktan Daha Önemlidir)
Şirketler bu altı özelliğin hepsini, neredeyse hiç bir yatırım yapmadan hayata geçirip, mükemmel bir iş ortamına sahip olabilirler. Mükemmel işyeri yaratmak için maddi imkanlardan çok, bu zamanın ruhunu anlayan bir zihniyete sahip olmak gerekir. Bu zamanın ruhunu yakalayan ve insanların motivasyonlarını anlayan her lider, mükemmel bir işyeri yaratabilir.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Rob Goffee and Gareth Jones, “Why Should Anyone Be Led By You?”, Video
- Rob Goffee and Gareth Jones, “Managing Authenticity”
- Rob Goffee and Gareth Jones, “Creating the Best Workplace on Earth”
- “6 Rules For Creating The Best Workplace On Earth”
- “Cultivating Innovation in the Workplace”
- CultureCode: Designing a Culture of Innovation
- Mike Brown, “7 Keys to Creating an Innovative Workplace Culture”
- “Intelligent Design: Inside Creative Workspaces”
- Vitaly Friedman, “Creative Workplaces”
- “Does Your Workplace Affect Creativity? Mostly No”

Kaleminize sağlık.
teşekkürler.
Faydalı ve keyifli bit yazı, teşekkürler
Temel bey
Çağdaş dünyada çalışma şartları çalışanları bir bütün olarak kabul ederek onların kedi yeteneklerini kendilerinin keşfetmesine olanak sağlamak kendilerini daha özgür daha rahat bir ortamda tenkid edilmeden isbat ektmelerine olanak sağlanırsa mümkün olabilir. Yazınıza katılıyorum. Fakat şunuda belirtmeden geçemem. Ülkemizde böyle kaç iş yeri vardır bir .iki yada on mu. Malesef çalışanlar bütün iş kollarında patron baskısı altında ve sağlam olmayan bir iş garantisi olmadan çalışmatadırlar
Yaziyi çok begendim.
Gerçekten bu kurallarla ilerlerse bir yönetim kurulu görev yapan personellere de yönetim kuruluna da çok faydası olabilir.
[…] Aksoy üstadımızın “Mükemmel Bir İşyeri Yaratmanın 6 Kuralı” adlı makalesinde ( makeleyi okumak için) aktardığı bu ilkelerin maddi değil manevi ilkeler çerçevesinde bir anlayış ortaya koyması […]
Kesinlikle super
Temel Bey Merhaba,
Bugün işe gelirken, son 2-3 yıldır düşen verimsizliğimi düşünürken. Çalışanları 2’ye ayırdım. İşi ile aşk evliliği yada işi ile mantık evliliği yapanlar. Herkez aşık olabileceği bir iş ister. Benimkisi de aşk ile başladı. Uzun süre aşk ile devam etti. Aşk’ın meyveleri birde çocuklar olmalı değil mi? Her çocuk mutlulukla girdi hayatımıza. Sonra çocukları verdiler kucağımıza, bak dediler. Ben dedim; “bu kadar çocuğa nasıl bakarım tek başıma!” Senin çocukların değil mi, bakacaksın dediler. Biri düşer, diğeri altını ıslatır ağlar. Sonuç olarak sen bakacaksın, bakıcıya verecek paramız yok derler. Bu kadar yorgunluğun üstüne çocukların baba der, bütün yorgunluğunu unutursun. İşi unutur, çocuklarınla ilgilenmeye başlarsın. Bu sefer işin kızar. “Beni ihmal etme! , beni seviyormusun?” Aşk artık “Soğuk havada ihtiyac olduğun ateş için elinde kalmış bir kıvılcım tanesi gibidir. Rüzgarda sönecek, üflesen alevlenecek.”
Sözün kısacası mantık evliliği yapmak daha hayırlı gibi. Mantık evliliği kaşa göze bakmaz, daha çok maddiyattır öne çıkan. İlişkiyide yürütmekte zor değildir. Canım,cicim der, hoş tutarsın gönlünü. 🙂 Tek korkusu bu ilişkinin ayrılmak isterse senden, bitmemiş olacağından taksitlerin.
Mükemmel iş yeri yazınızıda okuyunca, yeniden aşık olmak istedim…
Temel bey,insana kendini Amerikayı keşfedecekmiş gibi hissettiriyorsunuz.Teşekkür ederim .
Merhaba Temel Bey
Artık salı günleri benim için çok daha anlamlı, sabah ilk iş yazınızı bir solukta keyifle okumak. Sonra çalışma arkadaşlarım ve üst yöneticilerimle paylaşmak. Çünkü her yazıda gerek çalıştığım şirket, gerekse özel hayatta liderlik ve kişisel gelişim için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin net ipuçlarını yakalamış olmanın hazzını duyabiliyorum.
Ellerinize sağlık !
Saygılarımla.