Çoğu insan mutlu olmak için hayatta başarılması gereken önemli bazı konular olduğuna inanır. Meslek sahibi olmak, para kazanmak, aşkı bulmak, iyi ve uzun bir evlilik sürdürmek gibi önemli konularda başarılı olmanın mutluluk getireceğine inanır.
Oysa bunların hiç biri doğru değildir. İnsan para sahibi olunca mutlu olsa da bu mutluluk çok kısa sürer. Piyangodan büyük ikramiye kazanların mutluluklarının altı aydan fazla sürmediği birçok araştırmayla kanıtlandı. İnsan, o kadar hızlı uyum sağlar ki yeni durumu kanıksayıp eski mutluluk seviyesine geri dönmesi çok kısa bir zaman alır.
Para gibi mesleki başarı da mutluluk getirmez. Mesleklerinde çok başarılı olan insanlar çok mutlu olsalardı, televizyonlarda onların mutluluk hikâyelerini dinlerdik. Oysa başarılı iş insanlarının bizde yarattığı algı, tam tersidir. Yüzlerinde mutluluktan ziyade sıkıntı ifadesi vardır; dışarıdan bakıldığında hayatları stres ve kaybetme korkusu içinde geçiyor izlenimi verir.
Maalesef hepimiz, mutluluğun kazanılması gereken bir ödül olduğu düşüncesiyle büyütüldük. Parayı, başarıyı, aşkı bulan insan mutlu olur zannettik. Mutluluğun insanın kendi elinde olan bir tercih değil, başarı sonrası kazanılan bir ödül olduğunu belledik.
Harvard Üniversitesi’nden Shawn Achor,’a göre, hayatta başarılı olmak için önce iyimser ve mutlu bir zihin yapısına sahip olmak gerekiyor. Genel kural olarak mutlu olanlar başarılı oluyor. Bize öğretilen “çalış, başar, mutlu ol” formülünün ise geçerli olmadığını, tersine mutluluk konusunda bir yanılgı yarattığını söylüyor.
Achor’un bulgularına göre hayatta elde ettiğimiz başarıların yüzde 75’i, “zihinsel durumumuza” göre, yani iyimserlik seviyemiz ve stresi nasıl yönettiğimize göre belirlenir. Olumlu bir zihinsel yapısı olan insanlar, mutlu ve başarılı olurlar.
Beyin olumu duygu ve düşüncelerle dolu olduğunda, dopamin üretir. Dopamin ise insanın zekasını ve yaratıcılığı yükseltir. Dopamin salgılayan beyin daha hızlı kavrayıp daha iyi öğrenir. Olumlu zihin yapısı ve mutlu bir ruh hali, beynin performansını artırır ve insanı başarılı kılar.
Achor buna “mutluluk avantajı” adını veriyor.
Achor’un yaptığı araştırmalara göre insanların mutluluklarını artırmaları kendi ellerinde. Çok basit olumlu bazı alışkanlıklar edinerek herkes daha mutlu olabilir. Bir insan eğer her gün, şükran duyduğu üç şeyi bir yere yazarsa, çevresindeki birine olumlu bir mesaj verirse, kısa da olsa meditasyon ve biraz egzersiz yaparsa mutluluk seviyesini önemli ölçüde artırabilir.
Öfke, nefret, endişe, korku gibi olumsuz duyguları beslemek yerine onları zihnimizden atmak için çaba göstermeliyiz. Bardağın boş tarafını görüp, bir işin neden olmayacağına yoğunlaşmak; zorlukları, engelleri, tehlikeleri, olumsuzlukları öne çıkarmak kimseye bir yarar sağlamaz. Bunun tam tersi bardağın yarısı boş bile olsa, boşlukları nasıl dolduracağına, engelleri nasıl aşacağına odaklananlar, önünde sonunda bir yol bulur ve başarırlar.
Olumlu bir zihin yapısına sahip insanlar hayatın her alanında daha yüksek performans gösterirler. Herhangi bir konuya olumlu bakmak, daha işin başından insanı başarıya yaklaştırır. Mutlu insanlar hayatlarının her alanında daha başarılı olurlar. Başarısızlığa uğradıklarında bile yaşadıklarından ders çıkarıp, yeniden yola koyulurlar.
Olumsuz duygular ise beyinde tehditleri algılayan amigdalayı harekete geçirir ve sorunlara çözüm getirmekten sorumlu olan prefrontal bölgeden enerji çalar. Stres, insan beyninin performansını düşürür, beynin çalışmasına engel olur.
“Ne kadar başarılı olursam o kadar mutlu olurum.” anlayışını tersine çevirip “Ne kadar mutlu olursam o kadar başarılı olurum.” düşüncesini savunan Achor’a göre hayatımızın kontrolünü elimize almak mümkün:
1. Mutluluğun %10’u insanın başına gelenle, %90’ı ise insanın başına gelenleri nasıl yorumladığıyla ilgilidir. İnsan eğer bakış açısını değiştirse, mutlu ve başarılı olabilir. Mutluluk dünyada ne olduğu değil bizim hayata nasıl baktığımızla ilgili bir konudur.
2. Olumlu zihin yapısına sahip insanlar, olumsuz olanlara kıyasla daha avantajlıdırlar. Olumlu düşünce, zihnin dayanıklılığını yükseltir, güç verir, insanı üretken ve başarılı kılar.
3. Stresi yönetebilmek insanın dayanıklılığını artırır. Dayanıklılığı artan insan daha mutlu ve dolayısıyla daha başarılı olur.
4. Televizyonda, sosyal mecralarda sürekli kötü ve olumsuz haber izlemek insanın bakış açısını karartır, insanı kötümser yapar. Bir taraftan gerçekleri öğrenmek ama diğer taraftan da kötü düşüncelerin bizi ele geçirmesine engel olmak gerekir.
5. Mutluluğu, geleceğe havale etmek mutsuzluk kaynağıdır. İçinde bulunduğu zamanda değil ama bazı koşullar gerçekleşince mutlu olacağını zannedenler, hiç bir zaman mutlu olamazlar. Mutluluk şimdiki zamanda, içinde yaşanan andadır. İnsan isterse hemen mutlu olabilir. Mutluluk bir tercihtir.
6. Büyük hedeflere ulaşabilmek için, önce ilk küçük adımı atmasını bilmek gerekir. Büyük yolculuklar küçük adımlarla başlar. (Lao Tzu)
7. Hedefine ilerlerken etrafındaki insanları kıranlar, hedeflerine varsalar da mutlu olamazlar. Sonuç odaklı olmak ve hedefleri tutturmak elbette önemlidir ama sadece hedefe kilitlenerek başarı sağlanmaz. Her ne pahasına olursa olsun başarıyı hedeflemek, yalnızlığı ve mutsuzluğu beraberinde getirir.
8. İnsanlarla iyi ilişkiler içinde olanlar, daha mutlu ve daha başarılı olurlar. Kıt kaynaklar bile mutlu insanların elinde çoğalır, bereketlenir. Benzer şekilde, çalışanların birbirlerine iyi davrandıkları, destek verdikleri ortamlar, mutluluk ve başarı getirir.
9. Bir hedefe ulaşana kadar işi hiç bırakmadan, hiç dinlenmeden, hiç eğlenmeden ölümüne çalışanlar, işten başka hiçbir şeye zaman ayırmayanlar mutlu olamazlar. Stresli ve yoğun zamanlarda dostlarla, aileyle daha fazla zaman geçirmek, en zorlu iş koşullarında bile hem mutluluğun hem de başarının temel şartlarından birisidir. İşleri ne kadar çok olursa olsun dostlarına, kendine, hobilerine ve de eğlenceye zaman ayıran insanlar hem daha mutlu hem de daha başarılı olurlar.
10. Önemli bir değişimi gerçekleştirmek için, insanın pozitif bir zihne sahip olması, olumlu bir davranışta bulunması ve bu olumlu davranışı tekrarlaması gerekir. İyi alışkanlıklar edinmek, böyle bir tutumla mümkün olur. Edinilen iyi alışkanlıklar zamanla insanın hem mutluluğunu hem de başarısını artırır.
Bilimsel araştırmalar, insanın mutlu olmayı seçebileceğini, mutlu olduğu zaman da başarılı bir hayatı olacağını kanıtlıyor.
Bence şirketlerin performans değerlendirme yöntemlerine harcadıkları çaba kadar, çalışanların mutlu olacakları ortamları yaratmaya da çaba harcamaları gerekir. Çünkü mutlu ortamlar yaratmak, insanları başarılı kılmanın, başarılı sonuçlar almanın ön koşuludur.
Nöroloji alanında yapılan araştırmalar, beynin yetişkinlik döneminde de gelişebildiğini kanıtlıyor. İnsan olumlu bir alışkanlık edinip beynini yeniden programlama yeteneğine sahip. Achor gibi pek çok bilim insanı, üç hafta boyunca her gün yapılan olumlu bir egzersizin kalıcı etkiler yarattığını söylüyor. İyi alışkanlıklar edinen insanların kısa bir süre sonra mutluluğu da bir alışkanlığa dönüştürebildiklerini söylüyorlar.
Mutluluk başarıyı getirir.
Peki siz bu avantajdan ne kadar yararlanıyorsunuz?
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Shawn Achor , “The Happiness Advantage”, e-book
- Shawn Achor, “Positive Intelligence”, HBR, 2012
- GoodThink, Website, Founder: Shawn Achor
- Shawn Achor: “The Happy Secret to Better Work”, Video
- Dan Schawbel, “Shawn Achor: What You Need To Do Before Experiencing Happiness”, Forbes, 2013
- Happines Advantage, “5 Ways to Turn Happiness Into An Advantage”
- Jenna Gaudreau, “Are You Investing In The Happiness Advantage?”
- Daniel Kahneman: The Riddle of Experience vs. Memory, TED Talks, Feb 2010
- Daniele Quercia, “Happy Maps”, Video
- Dan Gilbert, “The Surprising Science of Happiness”, Video
- “Why Are Some People Stuck In Their Ways?”
- John Havens, “The Value of a Happiness Economy”
- John Havens “H(app)y The Value of Well Being in a Digital Economy “
- Bruno S. Frey and Alois Stutzer, “Happiness, Economy and Institutions”
- Bruno S. Frey and Alois Stutzer, “The Economics of Happiness”

Beynin eğitilmesiyle ilgili Dahi Beyin isimli bir kitap okudum, ilgilenenler okuyabilir. Yazınız için teşekkürler.
Mutluluk en yakın dostunuz olsun….sizi hiiiiiiiiiiiç terketmesin…
Temel Bey harika yazılar çıkarmaya devam ediyorsunuz.Yazdıklarınızı uygulamak niyetiyle…Teşekkür ederim.
Temel bey
Selamlar
Tam ihtiyacim olan konuya dokundunuz.
Beni goriyormusunuz diye korkmaya basladim :)) .
Sagolun , varolun
Maalesef hepimiz, mutluluğun kazanılması gereken bir ödül olduğu düşüncesiyle büyütüldük. Parayı, başarıyı, aşkı bulan insan mutlu olur zannettik. Mutluluğun insanın kendi elinde olan bir tercih değil, başarı sonrası kazanılan bir ödül olduğunu belledik.
Ne kadar doğru…yazılarınızla vizyonumu genişlettiğiniz için çok teşekkür ederim…
Shawn Achor, Mutluluk Avantajı öğretisi 2 günlük Workshop olarak damıtıldı. Turuncu Kurbağa Spark, 2-3 Şubat tarihlerinde Koç Üniversitesi’nde… İlk defa Türkiye’ye geliyor… Yazınızın zamanlaması ne güzel bir tesadüf…
Yine çok güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler.
“çalışanların mutlu olacakları ortamları yaratmak”
“Önemli bir düstur/gelecek değişim yazısı.”
Yazıyı okuduktan sonra dışarı çıkıp bahar kokan havayı kokladım. Klimatize ortama geri dönsemde mutlu döndüğümü fark eden insanların olduğunu görmek de ayrı bir mutluluk.
Çok güzel bir yazı yine 🙂 “Mutluluk sizinle kendiniz arasında bir meselidir ” .diye okumuştum bir yerde.Yazınız da bunu anlatıyor .Egzersiz ve meditasyon gerçekten bir süre sonra beynin olmulu düşünmesini ciddi boyutta artırıyor ,kesinlikle doğru.Tecrubeyle sabit 🙂
‘Bence şirketlerin performans değerlendirme yöntemlerine harcadıkları çaba kadar, çalışanların mutlu olacakları ortamları yaratmaya da çaba harcamaları gerekir.Ne güzel bir tespit,bir gün şirketim olursa bunu büyük puntolarla kalbime yazacağım:)
‘Kendi adıma kendimi eleştirdiğim ya da eleştirildiğim en pis huyum insan hep mi mutlu olurdu:)Çünkü şikayet edenlerin, mutsuz insanların kendilerince daha zeki benim ise aptal olduğumu düşündüm.İnsan her sıkıntıda bir şükür,ders çıkartır ve her küçük şeylerde gülümser,mutlu olur mu?Oluyormuş.
Sorularında anladım ki insanın fıtratı da buna müsaitse ki benimki çok müsait,yazınız bile kendimi mutlu olmaya yetti,teşekkürler,selamlar
guzel bir yazi.. guzel bir hatirlatma oldu! favori cumlem: ‘Mutluluğun %10’u insanın başına gelenle, %90’ı ise insanın başına gelenleri nasıl yorumladığıyla ilgilidir.’
Teşekkürler….
gene döktürmüşsünüz ve aydınlattığınız noktalar için ışığınıza sağlık 🙂
balans, statik, denge tam da gelinen nokta burası, dengeyi sağlamak,
iyi şefler damak tadında yemeğin içindekilerin dengesine, ahengine bakıyor, araç lastiği banlansı tamsa titretmiyor,
belkide denge için iki ayağımız var ve bir burnumuz olsada iki deliği, bir beynimiz varken iki lobu, bir şeyi tutsakta iki elimiz var, hayat ve varoluşumuzda bu ikilikle tekliğe ulaşan denge üstüne kurulu gibi,
mutlu enerjimizin de bu tahterevallideki bir kefeyi unutmadan, merdiven basamaklarını hep reel kazanç olan tek ayakla çıkamayqacağımızı, mutluluk ayağı, manevi kariyerle de ilerlememiz gerekiğini unutmamalıyız,
saygılarımla,