04 Temmuz, 2017
İyi pazarlama yapmak için, üç koşul vardır.
- Birincisi, her pazarlamacının insanı tanıması gerekir.
- İnsanın tavır ve davranışlarının arkasındaki motivasyonların neler olduğunu,
- Hafızasının nasıl çalıştığını,
- Nasıl mantık yürütüp, karar aldığını. Karar alırken hangi “akıl sapmalarının” etkisinde kaldığını bilmesi gerekir.
Pazarlamacıların insanı sadece müşteri (tüketici) ya da alışverişçi kimliğiyle tanımaları değil, bir insan olarak hayatını nasıl yaşadığını anlamaları gerekir. İnsanı tanımaya ve anlamaya merakı olmayanların iyi pazarlamacı olmaları mümkün değildir.
- İkincisi, her pazarlamacının, pazarlamanın bir bilim olduğunu bilmesi gerekir. Pazarlama kanunlarını yok sayarak pazarlama yapmak, Byron Sharp’ın dediği gibi, statik hesaplarını dikkate almadan mimarlık yapmaya benzer. Nasıl mimarlar yaratıcılıklarını, mühendislerin yaptıkları hesaplarına uyarak hayata geçiriyorlarsa, pazarlamacıların da pazarlama kanunlarına uymaları gerekir. Eğer bu kanunları hiçe sayarlarsa, yaptıkları pazarlama faaliyetleri, mimarların temelsiz ev yapmalarına benzer. İyi pazarlama yapmak isteyen her pazarlamacının bu kanunları bilmesi ve bunlara uygun olarak mesleğini icra etmesi gerekir.
- Üçüncüsü ve en önemlisi her pazarlamacının, pazarlamanın yaratıcılık istediğini bilmesi gerekir. Bir pazarlamacının, pazarlama kanunlarını öğrenmesi çok kolaydır. Herkes bu kanunları kısa bir zamanda öğrenip, içselleştirebilir. Geleneksel pazarlamanın öğrettiği yanlışları, zihninden silmesi daha uzun bir süre alsa da, bilime inanan herkes, pazarlamanın temellerini kısa zamanda öğrenebilir. Ama işin zor ve aynı zamanda katma değeri en yüksek tarafı bundan sonra başlar. Tıpkı mühendislik ilkelerini bilen mimarların yaratıcılıklarını sergilemeleri ya da insan anatomisini öğrenen heykeltıraşların sanat eserleri yaratması gibi, pazarlamacıların katkısı da, pazarlama kanunlarını içselleştirdikten sonra sergileyecekleri yaratıcılıkta yatar. Yeni ürün geliştirmek, mevcut ürün veya hizmetleri pazarlamak, bunların reklamlarını yapmak, satış sonrası hizmetin tasarımını yapmak gibi işler, bir mühendis anlayışıyla değil, insanlarla empati kurabilen, yaratıcı bir zihniyet gerektirir.
Mimar Sinan‘dan Frank Gehry‘e kadar, ünlü mimarların yarattıkları şaheserlerin hiçbiri mühendislik özellikleriyle ön plana çıkmaz. Biz, bu yapıtları hayranlıkla izlerken, onları ayakta tutan mühendislik hesaplarını değil, mimarın yaratıcılığını görürüz.
Bizi etkileyen pazarlama uygulamalarında da, ön plana çıkan, yaratıcılıktır. Ama başarılı uygulamaların hepsi, bilimsel pazarlama kanunlarına uygun olarak tasarlanmış uygulamalardır.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Mark Bonchek, Cara France, “What Creativity in Marketing Looks Like Today”
- J. Daniel Wadden, “Marketing Creativity: The Influence Of Personal And Proximal Work Factors On Creative Activity”
- Philip A. Titus, “Applied Creativity: The Creative Marketing Breakthrough Model”
- Ian Fillis and Ruth Rentschler, “Creative Marketing An Extended Metaphor for Marketing in a New Age”
- Vandana Sharma, Creative Marketing for Small Businesses
- Remziye Terkan, “Importance of Creative Advertising and Marketing According to University Students’ Perspective”
Temel bey selam, şimdiye kadar bir çok blog ve yazı okudum ancak sizin yazılarınıza gelince işte aradığım insan dedim.Diğer kişiler gibi yazılarınızda önemli kısımları saklamadan yayınlayıp insanlara yardımcı olduğunuz için takdiri ve teşekkürü hak ediyorsunuz. İnsanların çoğu meslek sırlarını saklayarak yazıyor. Sizin gibi saklamadan yazan bir de Taner Özdeş beyi gördüm.Zaten tanıyorsunuzdur zannımca. Yazılarınızı okumaktan kitaplarıma sıra gelmedi; hani bazı kitaplar vardır ya elinizden düşürmeden bitirmek istersiniz.İnşallah yazılarınız bitince kitaplarıma sıra gelecek :)Esen kalın
Etkileyici görüşleriniz için teşekkür ederim. Çok iyi bilindiğini sandığımız ama çıktılarına bakınca öyle olmadığını gördüğünüz konuları bir derviş sabrı ve karınca çalışkanlığıyla kaleme aldığınız için teşekkürler Temel Bey.