Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birisini yaratan Vehbi Koç‘un en önemli meziyeti, iyi insanları seçmek ve onları iyi yönetmekti. Bir liderin iki görevi vardır: Hedef belirlemek ve bu hedefe varmak için kendine yardım edecek doğru insanları seçmek.
Büyük şirketlerin hepsi bir lider ve ona yardım eden bir iki insan tarafından kurulmuştur. Bu insanların başarılarının sırrı, hedefe olan inançları, birbirlerine güvenmeleri ve herkesin kendi üzerine düşeni yapmasıdır. Pek çok şirketin kuruluş yıllarında ne organizasyon şeması vardır ne de iş tanımları. Ama kimsenin hedefle ilgili bir kuşkusu yoktur. Herkesin her şeyden anında haberdar olur ve üzerine düşeni yapar. Şirketin değişime son derece hızlı uyum gösteren bir yapısı vardır. Başarılı girişimlerin başarısını açıklayan en önemli unsur, ilk yıllarda yakaladıkları bu ” Kuruluş Ruhudur.”
Peter Drucker, şirketlerde insanlarla ilgili alınan kararların sadece üçte birinin doğru olduğunu, diğer üçte ikisinin etkisiz ya da yanlış olduğunu söyler. Peter Drucker insanlarla ilgili kararlarda bazı ilkelere bağlı kalmayı tavsiye eder:
1.Drucker’ın ısrarla üzerinde durduğu ilk ilke, getirildiği görevde başarılı olamayan kişinin sorumluluğunun kendisinden çok yöneticisinde olduğudur. Bir yönetici hangi çalışandan nasıl bir performans elde edeceğini bilmek zorundadır. Drucker’a göre performans sorumluluğu yönetilende değil yöneticinin kendisindedir.
Bir yöneticinin en büyük yanlışı, görev verdiği insanlar başarısız oldukları zaman, sanki onları işe alan kendisi değilmiş gibi, bu durumdan ve bu kişilerden yakınması olur. Her yöneticinin birlikte çalışacağı insanları seçerken hem yetkisini kullanması hem de bu insanlar hakkında hesap verme sorumluluğunu üstlenmesi gerekir.
2.İnsanlarla ilgili alınan kararların isabetli bir şekilde alınması için bu sürece yeterince emek ve zaman harcanmalıdır.
Bir kişiyi işe alırken yöneticilerin bu işe kaliteli zaman ayırmaları gerekir. İnsanları işe almak için uyulması gereken kuralları koymak ve bu kurallara uymak gerekir; ama bir insanı işe almanın sadece kuralları uygulamaktan ibaret olmadığını da unutmamak gerekir.
Bir göreve getirilecek insanın yapacağı işle ilgili düşüncesinin alınması ve kendisinden beklenen katkının onunla birlikte tarif edilmesi gerekir. İçinde yaşadığımız çağın en önemli özelliklerinden birisinin, bir çalışanın şirkete yapacağı katkıyı kendisinin daha iyi tarif etme imkanına sahip olmasıdır.
3.Drucker işe alınan kişilerin eğitimleri, yetkinlikleri, deneyimleri ya da şöhretleri kadar kişilik özelliklerinin de önemine dikkat çeker. Ne kadar yetkin ya da şöhretli olursa olsun, bir insanı işe alırken onun karakteri ve stres altında nasıl davranacağı hakkında çok iyi bilgi edinmek gerekir; çünkü bir sorun yaşandığında ya da çok önemli bir karar alınması gerektiğinde sonucu belirleyen, insanın ne bilgisi ne deneyimidir; böyle durumlarda asıl olan insanın karakteridir.
İnsanlar sadece bilgi ve yetkinlikleriyle değil, duyguları ve karakterleriyle bir bütündür; insanlar işyerlerine gelirlerken kişiliklerinin güçlü ve zayıf yönlerini de beraberlerinde getirirler. Zor sınavları geçenler hep karakterli olan insanlardır. Benim en sevdiğim Drucker vecizesi: “Bir çalışanın işe gelirken getirmesi gereken tek şey karakteridir.” sözüdür.
Büyüdüğü ve çalışan sayısı yüzlerle, binlerle ifade edildiği zaman bile küçük bir şirketin ruhunu yaşatabilen şirktetler çok başarılı olurlar. Yolculuğun başında bir avuç insanın paylaştığı heyecanı koruyup yaşatabilen liderler büyük başarılara imza atarlar.
Bir liderin en önemli işi, doğru insanları seçmek ve onları yönetmektir. Hangi büyüklükte, hangi sektörde, hangi ülkede olursa olsun bir liderin insanları yönetmekten daha önemli bir işi yoktur.
Konuyla İlgili Makale ve Linkler
- Margit Osterloh, “Human Resources Management and Knowledge Creation”, Handbook of Knowledge Creation, Oxford University Press
- Delivering HR with attitude: Leading people; leading progress
- Tom Karp “After all we are only human: leading people in organizational change",
- Open Seminar: Interviewing and Selecting People
- Become Thirty Percent More Effective in Selecting People
Temel Bey;
Özellikle şirketlerdeki liderlik vasfının önemini anlatan ve aslında o ilk kuruluş anında süren coşku ve amatör de olsa doğru yapılanmanın değerini anlatan çok güzel bir yazı. Peki o coşku kaybolduğunda ne yapılmalı? O coşkuyu yaratan aslında hedefe bakmak bunu hepimiz kabul ediyoruz, peki sonradan çekirdek ekip olarak nitelendirdiğimiz insanların aynı kalmasına rağmen hedef konusunda mutabık kalamamayı nasıl açıklayabiliriz? O zaman lider olarak kabul edilen kişi(ler)in liderlik vasıfları mı kayboluyor? Bir şirkette lider hep aynı mı kalmalıdır? Yoksa değişim gerektiğinde lider kenara çekilmeyi de bilmeli midir? Kenara çekilmek de bir liderlik değil midir? Bu konulardaki fikirlerini içeren yeni bir yazınızı merakla bekleyeceğim.
Saygılarımla..
Sevgili Cenk,
Bir taraftan liderin kendisi değişiyor diğer taraftan da doğal olarak şirketteki coşku kayboluyor. Lider de herkes gibi değişmelidir, kendini zamana uydurmalıdır; ama bu değişim kendi değerlerini unutmak şeklinde olmamalı.
Senin de dedğin gibi her liderin zamanı gelince bir kenara çekilmesini bilmesi gerekir.
Sevgiler.
Temel
Sayın Temel Aksoy,
Yine çok önemli bir konuya değindiğiniz için teşekkürler. Özellikle bizi daha doğrudan ilgilendiren Pazar günü yaşanan gelişmeler ışığında yazınız çok daha anlamlı hale geliyor. Keşke bu konunun doğrudan muhatapları da bu yazıyı okuyabilseler.
Sizce bu perspektife acilen ihtiyacımız yok mu? Bu konuda bir adım atmayı düşünmez misiniz? Daha önceki deneyiminizin yorucu olduğunu düşünüyorum ama yeni bir dünya görüşüne sahip çıkmazsak; tarihteki farslardan birinde rol almak düşecek bize..
Saygılarımla
Emre Erdoğan (122-10450)
Sevgili Emre,
Senin dediğin gibi bir dönem başlayacak gibi görünüyor. En azından ben öyle umut ediyorum.
Sevgiler.
Temel
Sayın Temel AKSOY
Merhaba;
İş hayatının inceliklerini, başarının ve yenilginin sebeplerini anlatan yazılarınızı fırsat buldukça mutlaka okuyor ve feyiz alıyorum….
Karakter bütünlüğüne sahip olan insanlarla birlikte yaşamak ve çalışmak dileklerimle…
Selam ve saygılar..
Asude DABAN