Skip to main content

Sınırların Dışına Çıkmak

09 Ekim, 2012

Eskiden servet yaratmak için sermaye gerekliydi; bugün ise hayal gücü ve yaratıcılık. Bugünün markaları ancak yaratıcı oldukları takdirde rekabet gücüne sahip olabiliyorlar. Yaratıcılık, sınırların dışında (out of the box) düşünebilme yeteneğidir. Yaratıcı olmak, soruları hiç sorulmamış bir şekilde sormak, mevcut sınırların  dışına çıkabilmek demektir.

Elinizi kağıttan kaldırmadan çizeceğiniz 4 düz çizginin dokuz noktadan geçmesini sağlayabilir misiniz?

Çözüm için grafiğin üzerine tıklayınız.

İnsan zihni belli bir kalıba göre koşullandığında yaratıcılığı körleşir. En yaratıcı olanlar en deneyimliler arasından değil, aksine yapılan işe farklı bir gözle bakabilenler arasından çıkar. Şirket dışından gelenlerin ön yargılar,ı şirkette yıllarını vermiş olanlara kıyasla çok daha azdır.

“İşletme körlüğü” özellikle çok deneyimli yöneticilere musallat olan bir hastalıktır. Kendisini yenilemeden, dış dünyadan beslenmeden uzun süre  aynı işi yapan yöneticiler  belli bir süre sonra karşılaştıkları sorunlarını kanıksamaya hatta kabullenmeye başlar. Bu körlük sadece hatalar ve sorunlar için değil, fırsatlar için de geçerlidir; aynı işi uzun süre yapanlar fırsatları da göremez olurlar.

10

Deneyimli liderler, değişimin yavaşladığı ve her günün bir öncekiyle aynı olduğu dönemlerde çok büyük başarılar gösterip şirket performansını katbekat artırabilirler. Ancak şurası da bir gerçek ki bugün, Gary Hamel’in da vurguladığı gibi, 80’li yıllarda çok önemsediğimiz “daha iyisini hatta mükemmelini yapma” çabaları artık eskisi gibi değer yaratmıyor; çünkü her işletme zaten çok iyi bir kalite düzeyine ulaşmış durumda. Bugünün koşullarında rekabet üstünlüğü, “daha iyi” ile değil, “daha farklı” ile yaratılıyor.

İçinde rekabet ettiği pazarı yeniden tarif etmeyi, yeni ve rakipsiz bir değer yaratmayı hedefleyen her şirket önce tanımlanmış sınırların dışına çıkmak zorundadır; çünkü mevcut pazarlarda hem sınırların içinde kalıp hem de “yeni bir oyun düzeni” kurmak mümkün değildir.

“Mavi okyanus stratejisi” bir şirketin mevcut kalıpların dışına çıkarak rakibi olmayan bir değer sunması üzerine kuruludur. Mevcut pazarlarda, mevcut denizlerde şirketin rakiplerle kan revan içinde mücadele etmesi yerine, kendisine farklı ve yeni “mavi okyanuslar” açması demektir.

Kendilerine yeni bir iş modeli yaratarak, hiç rakiplerinin bulunmadığı mavi okyanuslara açıma başarısını gösteren şirketler çoğunlukla kendileriyle hiç alakası olmayan endüstrilerden ilham almışlardır. Cirque du Soleil, yepyeni bir sirk deneyimi sunarken,  mevcut sirklerden değil, opera ve gösteri sanatlarından ilham almıştır. Cirque du Soleil’in yaptığı gerçek anlamda bir “out of the box” düşünme tekniğidir. Rakip sirklerden daha iyi akrobatlar, daha iyi hayvan terbiyecileri alarak  onlardan “daha iyi” olmayı hedeflememiştir. Bunun yerine, mevcut kalıpların dışına çıkarak  sirk dendiğinde hiç kimsenin aklına gelmemiş alanlardan ilham alarak yepyeni bir gösteri yaratmıştır.

Bugün birçok yenilikçi ve yaratıcı şirket, tepe yönetimlerine kendi şirketlerinden bir yönetici getirmek yerine sektörü hiç tanımayan, farklı alanlarda deneyim kazanmış yöneticileri transfer ediyor. Başka bir endüstriden gelen yöneticiler, mevcut yapıları mükemmelleştirmeye çalışmak yerine bambaşka bir bakış açısıyla çok daha yenilikçi olabiliyorlar.

Yenilik yapmak için bazen “bilmiyor olmak” bir avantajdır. Deneyimsiz olmak yaratıcı ve cesur çözümlerin potansiyelini de kendi içinde taşır. Yeni çözüm yolları, deneyimlerimize dört elle sarıldığımızda değil, bildiklerimizi unutup yeniden öğrenmeye hazır olduğumuzda ortaya çıkar.

Bu nedenle kendi alanında deneyimli ama şirkete yabancı olan yöneticiler, “içerdekilere” kıyasla daha taze bir bakış açısına sahip olarak herkesin kanıksadığı, kimsenin fark etmediği ayrıntıları daha çabuk yakalayabilirler. Bu yöneticiler, hiç şüphesiz daha yenilikçi bir bakış açısını hayata geçirmede daha avantajlıdırlar.

0001-66662170

Danışmanların da sağladıkları fayda benzer bir temel üzerine kuruludur. Danışmanların sağladıkları en önemli avantaj bir sektörde elde ettikleri deneyimi farklı bir sektörde çözüm olarak kullanmalarından  kaynaklanır. Büyük şirketler “işletme körlüğüyle” mücadele etmek için danışmanlardan yararlanırlar.

Deneyimler elbette hayatı kolaylaştırıp hızlandırır ama yenilikçi olmak için bilinenin dışına çıkmak gerekir. “Kanlı rekabet” ortamında sadece deneyimlere dayanarak mücadele etmek başarı getirmeyebilir. Bugünün iş dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu özellik yaratıcılıktır. Kapalı bir yerde hareketsiz duran suyun yosun tutması gibi, şirketler de taze bakış açılarını şirketin içine dahil etmedikleri taktirde yosun tutarlar.

Şirketlerimizi ileriye götürecek, inovatif çözümler yaratmak için “taze bakışlardan” yararlanmak zorundayız.


Konuyla İlgili Makale ve Linkler

  1. Blue Ocean Strategy, Website
  2. Tom Peters, "The Circle of Innovation", Materials
  3. Gautam Mukunda, "Great Leaders Don't Need Experience"
  4. Shunryu Suzuki, “Zen Mind, Beginner's Mind”
  5. David Gurteen,“Knowledge Management and Creativity”
  6. Dr Ian Fillis, University of Stirling, Scotland, Professor Ruth Rentschler, Deakin University, Australia “The Role Of Creatıvıty In Entrepreneurshıp”
  7. Thinking Outside the Box, Wikipedia

Konuyla İlgili Kitap Önerileri

Yorumlar

Comments (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir